İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​DİGİTAL ÇAĞDA DEVLET

YAYINLAMA:

Ancak özellikle son on yıla baktığımızda, gelişimin ve ilerlemenin öncülüğünü belki de bir daha bırakmamak üzere, özel sektör şirketleri yürütmeye başladı.

Şimdi önümüzdeki on yıla bakalım. Benim de gördüğüm aynı şey. Teknolojik gelişimin toplumun ve bireylerin tüketim alışkanlıklarını, hayata bakış açılarını, iş hayatlarını, aile ve ikili ilişkilerini temelinden dönüştürüp sarsacağı bir dönem. Ve bu dönemin belirleyici unsurlarının özel sektör olduğu düşünüldüğünde, devletler kendilerinin bürokratik yapılarını toparlayıp ilgili yeniliğe ilişkin hukuksal düzenlemeler yapıncaya kadar, yeniliğin eskidiği ve başka bir yeniliğin ortaya çıktığı bir durum. Bu durum, mevcut sistem açısından da, devletler açısından da sürekli olarak bireysel menfaatler için birileri tarafından kullanılabilir açık alanların var olması demek.

Kişisel hayatında teknolojinin bütün nimetlerini bir ekran üzerinden kullanmaya alışmış bir insanın devletle kuracağı ilişkide arayacağı kolaylık da bu. Hiyerarşinin kırılmaz ve sarsılmaz hakikat olduğu gerçeği ile büyütülmüş olan bizler için hiyerarşi ve bürokrasi eskiden can sıkıcıydı. Oysa bugün geldiğimiz anda artık farkediyoruz ki sadece can sıkıcı değil, aynı zamanda saçma ve gereksiz de. Nitekim, devletle kurduğumuz sistematikte ilişkileri, ekran başında başka organizasyonlar da kurabiliyoruz ve artık biliyoruz ki devletle kurduğumuz ilişkiler çok daha kolay ve yatay bir şekilde geliştirilebilir. Biz böyleyken çocuklarımızın nasıl bir kafa yapısında olacağı herkesin hayal dünyasının sınırları kadar. Bütün bu ilişkiler ağının etkileşim anahtarı ise, günümüzün petrolü olarak da adlandırılan şey. Güncel, güvenilir, kullanıcı dostu ve açık veri.

Geçtiğimiz on yıl, e-ticaret ve küresel birbirine bağlanılırlık anlamında yeni iş modellerinin ortaya çıktığı, toplumun dönüşmesinde hızlı geçen bir zaman dilimi oldu. Bu sayede insanlar olarak sayısız veri ürettik ve artık veri ile bilgi yaratma işi sadece piyasa araştırması yapan uzmanların veya istatistikçilerin işi değil. Hepimizin bir şekilde içine dahil olduğumuz bir süreç. 1990’ların başında iki milyon civarında internet kullanıcısı varken, bugün bu sayı üç milyarın üstünde ve hızla artıyor. Bu üç milyar insan dijital dünyada sürekli olarak veri üretiyor.

Verinin, yeni dünyanın petrolü olduğuna yukarıda değinmiştik. Bu veri ile uluslararası şirketler zaten haşır neşir. Bu çapta şirketleri geçelim, bugün herhangi bir sosyal ağda bile en basit bir reklamı son kullanıcıya ulaştırmak isteseniz, bir kaç dakika içerisinde reklamınızı kendi belirlediğiniz kitleye ulaştırabiliyorsunuz. O zaman üretilen bütün bu veriden devlet neden faydalanmasın? Toplumun ihtiyaçlarına yönelik daha nokta atışlı ve güncel politikalar oluşturma, kaynakların daha efektif ve eşitlikçi paylaşımı ve kim bilir, belki de kişiye özel hizmetler…

Bugün, kişisel verilerin büyük çoğunluğu Facebook ve Google başta olmak üzere özel şirketlerde. Sağladığımız veriler karşılığında sosyal medya hizmeti ya da e-posta hizmeti alıyoruz. Oysa dijital dünyada bıraktığımız her iz aslında para demek ve yukarıda adı geçen şirketler gibi şirketlerin esas değerini var eden de bizlerin bıraktığı bu dijital izler. Sağlanan hizmetler karşılığında ürettiğimiz veriyi bedavaya bu şirketlere vereceğimiz dönemin sonuna yaklaşıyoruz ve dijital dünyada bırakacağımız her iz karşılığında nakde döneceğimiz sistemler gelişiyor. En basitinden bu mevzuunun bile hukuksal altyapısını oluşturabilmek yoğun bir emek ve uzunca bir zaman gerektiriyor.

Olmazsa olmaz bir diğer konu da, dijital çağın gerektirdiği yetkinlikleri barındıran ve gelişime açık insanların devlette görev alarak bu dijital dönüşüme devlet adına katkı verebilmesi. Oysa bu insanlar zaten özel sektörde yoğun talep görmekte. O zaman konusunda yetkin ve uzman insanların devlette görev alması için sağlanması gereken şartlar nelerdir, gözden geçirilmeli ve bu şartlar gerekli becerileri çekmek için sunulabilmeli.

İster şahıs olsun, ister şirket, ister sivil toplum örgütü, isterse devlet. Dijital dönüşüm çağı olan 4. Sanayi Devrimi çağında ayakta kalacak olanlar değişime uyum sağlayıp yetkinlik ve becerilerini arttıranlar olacak. Milli güvenliği ilgilendirecek kadar önemli olan devletin dönüşüme adaptasyonu sürecini dikkatle ele almalıyız.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...