İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

MAĞAZACILIK ÖLÜM DÖŞEĞİNDE

YAYINLAMA:

Daha doğru deyişle düdüklü tencereye. Normal zamanlarda bir mağazaya gider danışıp alırdım. Bunun için zaman, yol için de para harcardım. Tabii ki düdüklü tencere için satın aldığım dükkânın kirasının, çalışanların maaşının, yaktığı elektriğin, kullandığı suyun, hatta tabela vergisinin de bir kısmını öderdim.

Halbuki şimdi internete girdim. Kısa bir sürede karşılaştırma yaparak işime yarayacak en uygununu buldum. İki dakikada satın aldım. Ne yoruldum ne İstanbul trafiğinde yol aldım. Bir buçuk gün sonra kapıma gelmişti. Kontrol ettim. Teslim aldığıma dair gelen maili onayladım, para transferi gerçekleşti.

Sonra nereden yollanmış diye kutunun üzerindeki yazıları okumaya çalıştım. Bilmediğim bir semtti. Merakım tetiklendi, yine internete girerek araştırdım. Benim düdüklü tencere Gaziantep’ten gelmişti. Oradaki bir üretici teknoloji sayesinde İstanbul’daki bana ulaşmış ve ürettiği düdüklü tencereyi satmıştı.

Ne kamyon ücreti vardı ne de İstanbul’daki yüksek mağaza kiraları. Dolayısıyla fiyatını uygun tutabilmişti. Ben de kârlı çıkmıştım.

Bu olayın benim tarafımdan anlatılan hali. Bir de diğer yönü var. O da, büyükşehirlerde dükkan açıp iş yapmaya çalışanların tarafı. Maalesef onlara kötü haberlerim var. Artık hayat onlar için gün geçtikçe daha da zor hale gelecek. Çünkü artık kimse yukarıda saydığım maliyetleri yüklenmek istemiyor. Hal böyle olunca da, yine maalesef yerleşik esnafın iş hacmi daralıyor.

Alışveriş başka mecralara kayıyor. Mesela elektronik mağazalarına bakın. Gün geçmiyor ki birinin iflas ettiği veya güç duruma düştüğü haberleri gelmesin. Bankalar şube kapatıyor, eleman çıkarıyor. En basitinden internetten ayakkabı satan bir site en iyi yerde 50 bin dolar kira ödeyen bir mağazadan çok daha yüksek ciro yapıyor.

Devasa alışveriş merkezleri görmemişlik kibirlerinin kurbanı oluyor. Dolarla belirlenen kiralar, 5 yıllık kontratlar artık yerlerini “Ne olur gitmeyin” yakarışlarına bırakıyor.

Artık yeni bir düzen var. Ve her yeni düzen gibi onun kuralları da gün be gün topluma hakim olacak.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...