İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DURUMDAN VAZİFE ÇIKARIR

YAYINLAMA:

Aslı astarı nedir, bir yerlerden maksatlı olarak mı üfürülüyor bilemiyorum.

Bu iddialara kulak kesilirseniz; FETÖ’cüler Türkiye’de fink atıyor ve onca temizliğe rağmen, aslında en etkili kadrolar hala iş başında ve hatta kaçanlar/ gidenler usul usul geri dönüyor…

Geri dönmekle kalmıyorlar, tekrar iş başına geçiyorlar, yetkililer bir şekilde göz yumuyor falan filan…

“Hadi canım…” diye itiraz ettiğinizde örneklerle ikna mekanizması devreye giriyor.

Bak şu kuruluşta şu isim, bu makamda filanca, üstelik bilmem kim de serbest bırakıldı cemaatin imamı olmasına rağmen…

Bu işler parayla dönüyor, satan satana güya…

Elimde belge-bilgi yok.

Fakat iddia çok…

İddiaya bir de tüy dikiyorlar ki, “Bu sefer adamların darbe yapmaya bile ihtiyaçları yok…” gibisinden…

İşte orada benim kayış kopuyor.

Yazımın asıl konusu, derdimin püf noktası işte burada başlıyor.

Cumhurbaşkanımız bir ara tepesi attığında “Alayınız gelin…” demişti ya…

Tam da o moddayım şimdi.

Tamam ulan! Hadi dedikleriniz doğru olsun…

Mücadele yapılamıyor olsun.

Bu adamlar geliyor olsun.

Da…

Nereye geliyorlar? Nasıl geliyorlar? Kime geliyorlar? Biz neci oluyoruz?

Allah saklasın, Tayyip Bey yok, iktidar iktidarını kaybetmiş, bu kahpeler de kafa kaldırmış…

Eeee… Sonra…

Ne yapacaklar?

O kalkan kafayı bu millet bu sefer “Sokağa çıkın!” diyecek biri olmasa bile, 15 Temmuz’dan beter şekilde ezmez mi?

Bu iddiaların gerçek olduğu gün, bizim yaşamamıza gerek kalmayan gündür.

Askeri mi alabilecekler yanlarına, polisi mi?

Hadi üç-beş kendini gizlemiş soysuz çıktı diyelim…

Sokaklarda, meydanlarda, resmi binalarda, orduda, emniyette vatanı sahiplenip Vatikan’ın sülüklerine, Siyonizm’in uşaklarına dur diyecek kimse olmayacak mı?

Bu millet uyandıktan sonra…

Ne yapacağını bildikten sonra…

Öyle rezil bir gün geldiğinde, davranmak için dürtülmeyi beklemez.

En yakınındaki soysuzun kafasını oracıkta ezer. İner meydana göğsünü siper eder. Özlediği şehadet için, bunca zamanın hesabını sormak için, evlatlarına örnek olmak için, küfrün karşısında, münafıklığın karşısında, kalleşliğin karşısında yumruğuyla, taşıyla, sopasıyla, canıyla velhasıl neyi var ve neyi yoksa koyar ortaya…

Vazgeçin bu dedikoduları dillendirip yaymaktan…

Bu ülkede yaşayanlar olarak eğer adam isek, bu saatten sonra “durumdan vazife çıkarmak” sırası bizdedir.

Darbe yapılacaksa millet yapar.

Ne askerin ne polisin ne herhangi bir cemaatin ne de ipi dışarıda köpeklerin bu ülkeyle oynamaları, satmaları artık mümkün değildir.

Ta ki son ferdimiz can verene kadar.

Teyakkuzdayız.

O gün geldiğinde, soysuzlarla birlikte, soysuzlara karşı mücadele etmeyen, Cumhurbaşkanını yalnız bırakan, bir öyle bir böyle çalkalayanların da hesabı kesilir.

Kaldı ki, o gün Allah’ın izniyle gelmeyecek.

Neden gelmeyecek? sorusunun “Çünkü” ile başlayan cevabı sonra…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...