İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÖNCE SORDUN MU?

YAYINLAMA:

Bir de konu özel hayat. Üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen olayın detaylarını kimse bilmiyor. Bir sabah ekrandan arkadaşın dediğin kişi, sana sormadan anlatmaya başlıyor. Önceden planlanıp sorulmuş ve kurgulanmış değilse, söylenmesini kesinlikle istemezdim. En azından benden izin alınmadan bunun yapılması, hiç hoşuma gitmezdi. Özellikle o an mutlu bir evliliğim ve çocuğum varsa. Üstüne üstlük konu eski sevgili. Bu açıklamaları o arkadaşımı bir de işinde onu ön plana çıkartacaksa, art niyet bile arardım. Malum konu Demet Akalın ve Demet Şener arasında geçenler. Arkasından da Ece Erken’in çıkıp ‘’ben biliyorum o dönemleri’’ deyip. Yıllarca konunun muhataplarının bile söylemediği sırları detayları ile açıklaması. Konunun tamamına baktığımda, burada benim dikkatimi çeken tek şey bu oldu. İki Demet arasındaki kim haklı mevzusunun önüne geçen bir konu. Ece Erken konuyu açıklamadan önce Demet Akalın ile konuşup iznini aldıysa söylenecek bir söz yok. İzinsiz yapılan bir açıklama ise affedilir bir yanı yok.

Düşünün kötü bir dönem yaşıyorsunuz. Yakınınızda olup arkadaşım dediğiniz kişi ile paylaşıyorsunuz, yaşıyorsunuz her şeyi. O arkadaşınız yıllar sonra üstelik hala arkadaşlığınız da devam ederken, kendisinin de yorumcu olduğu program da sizi savunmak veya haklı çıkarmak adı altında, o güne kadar hiç bahsetmediğiniz detayları patır patır açıklıyor. Hanginiz ister? Hanginiz bu duruma doğru bir yaklaşım olarak bakar. İsimler ünlü veya ünsüz hiç fark etmez. Dostluk veya arkadaşlığın kurallarına aykırı. Sır sahibinindir. O kişi izin verene veya kendi söyleyene kadar da benim bildiğim arkadaş konuşmaz.

Susma!

Zaten vatan evlatları Zeytin Dalı Operasyonunda hala sınırımızı temizliyor. Onlardan gelecek haberleri yüreğimiz ağzımızda beklerken, bir de arka arkaya duyduğumuz tecavüz haberleri hangi insanı sarsmıyor? Soruyorum! Nerede benim Allah korkusu olan, vicdanlı merhametli insanlarım? Nerede mahallenin kızını bile kendi namusu gören memleketimin insanı? Bırakın aç insanı, sokağındaki aç köpeğe kediye yemeğinden kalanı vermeden uyumayan komşum nerede? Yardım isteyen birini gördüğü zaman hiç düşünmeden koşan mahallemdeki delikanlılara ne oldu? Nereye gittiniz? Bu kadar kirlenmedik. Kötüler hala azınlıkta. Tükürüğümüzle boğarız biz onları. Gelin tekrar insan olduğumuzu hatırlayıp ayağa kalkalım. Hadi artık daha tetikte olup, gözümüzü dört açalım. Şüphelendiğimiz küçük bir olay da sessiz kalmayalım. Susmayalım susturmayalım. Çocuklarımıza bunu öğretelim.

Tecavüzün her türlüsü suçtur. Kadına, çocuğa, hayvanlara, insan haklarına. Yapılan her türlü tecavüz cezasız kalmamalı. Bunun için de el ele verip, sessiz kalmayalım.

Gelen hala meraktan.

Çok eski değil yakın geçmişte, kapı dinleyen perde arkasından sokağı gözetleyen, mahallenin meraklı teyzeleri vardı. O teyzeler günlerde, alışverişte duyduğunu gördüğünü mahalleye anlatırdı. Merak denince insanlar kendisine engel olamıyor. En umursamazı bile kulak kabartıyor. Sadece şöyle bir fark var artık. Eskiden dedikodusu yapılacak diye insanlar inanılmaz dikkat ederdi. Şimdi öyle mi? Kör gözüne parmak ilan ediyoruz. Bunun için öyle teyzelere falan da ihtiyaç yok. Elimizin altında telefonumuz da her şey. Bizi tanıyan tanımayan kim varsa delilli ispatlı fotoğraflı veriyoruz ellerine dedikoduyu. Neredeyiz, kiminle ne yedik, ne içtik hepsi var. Adını soyadını yaz, her şey önünde. Hem de gün gün, saat saat. Sosyal medyayı kullanmıyorum diyen yok gibi. Yok diyenin de sahte hesapları var. Gerçek veya sahte hesabı da mı yok. O zaman arkadaş hesaplarından yapılan takipler var. Yani bir şekilde meraktayız.

Kendilerine takip ve tacizi görev edinmiş bir grup var ki işte onlardan Allah esirgesin. O kişiler aslını astarını bilmedikleri konularda saçma, yanlış tamamen kendi dünyalarından çıkan tüm nefreti tanımadıkları kişilerin sayfalarına kusuyorlar. Onları kaile almamakla beraber, haddini aşanlar için şükürler olsunki bilişim suçları devreye giriyor.

Unutmadık! Dualarımız Mehmetçiklerimizle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...