İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BU ZİNA İŞİ BİRAZ SIKINTILI

YAYINLAMA:

Ancak biraz detaylı düşününce öyle kolaylıkla yazıya (yasaya) dökülemeyeceği de ortada. Çünkü bir sürü varyasyonu bulunuyor. Yani anlayacağınız çok çok dikkatli olmak gerekiyor.

Öncelikle zinaya karşı olmak başka, böylesi uygulamaların yaratacağı başka sakıncaların altını çizmek ise bambaşka. Yaşı yetenler yani bizim yaş grubumuz zinayı ev baskınları ile hatırlar. Polis nezaretinde girilen evler, tüm mahalleye rezil olunan zamanlar.

Önceki uygulamasında var olan kadın erkek arasındaki eşitsizlik de cabası. Şimdi kadına ayrı, erkeğe ayrı bir yasal düzenlemeyi düşünmek bile hayal. Aynı yasanın kadınlara uygulanan biçiminin erkeklere de uygulanacağını söylemek ise “Cesaret” ister. Anlaşılacağı üzere eşit bir düzenlemenin yasalaşsa bile uygulama şansı yok. Zaten bana sorarsanız “Eşit” haliyle yasalaşma süreci de sıkıntılı.

Öncelikle tanım üzerinden giderek cevaplandırılması gerekenlere bir bakalım. Türk Dil Kurumu zinayı “Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki” olarak tanımlıyor. Eğer bu tanımlama üzerinden gidilir ve yasa oluşturulur ise devletin yatak odasına girdiği eleştirileri bir yana ciddi şekilde kitlesel sıkıntılar üreteceği de açık. Cinsel ilişkinin kanıtlanmasının zorluğu da cabası. Bir anda yüzbinlerce “Suçlu” veya “Suçlu adayımız” olacak demektir. Hadi bunu yaptık. Peki turistlere nasıl uygulayacağız? Öyle ya bir şey yasaksa Türk’e de Alman’a da yasak olmalı.

Diğer bir tanım ise “Evli bir erkek ya da kadının, eşinden başka biriyle kendi isteğiyle kurduğu cinsel ilişki.” Sanırım kastedilen de bu tanım. Tabii ki eşler birbirlerini aldatmamalıdır. Ama bunun cezası adliye yoluyla verilmemelidir. Eşler arasına bir de mahkemeler sokulmamalıdır. Hadi diyelim ki bu oldu. Peki uygulama biçimi nasıl olacak?

Bir önceki düzenlemede evli bir kadının zina yapmış sayılması için bir kez dahi olsa başka biriyle birlikte olması yeterliydi. Erkek için ise süreklilik taşıması gerekiyordu. Yani erkeğin bir kadınla birlikte yaşaması lazımdı.

Ve karşılaşılan ev baskınlarının neredeyse tamamı da kadınlar tarafından eşlerine karşı yaptırılıyordu. O zamanki medeni kanun gereği insanlar 20 yıl bile geçse boşanamıyordu. Fiilen bitmiş evlilikler erkek başka biriyle yaşasa, çoluğa çocuğa karışsa bile kağıt üzerinde devam ediyordu. Yasa zoruyla yürütülen evlilikler, evlenemedikleri için gayri meşru hale düşmüş ilişkiler, nüfusa kaydedilemeyen çocukların zamanlarıydı. Ve bu durumun ne büyük sıkıntılar yarattığı da ortadaydı.

Zaten Anayasa Mahkemesi eski yasanın eşitliğe aykırı olduğunu birçok kez karara bağlamıştı. Yani kadına ayrı, erkeğe ayrı şekilde uygulanamazdı. Peki şimdi konuştuğumuz durumda eşitlik hangi düzlemde sağlanacak? Kadının zina yapmış sayılması için birlikte yaşama şartı mı getirilecek? Veya daha kolayı erkek bir seferlik de olsa zina yapmış mı sayılacak?

Ne dersiniz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...