İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DARÜŞŞAFAKA'NIN ZAFERİ: DEVAMI GELECEK…

YAYINLAMA:

Bu kupanın geleceği, aslında yarı finaldeki ilk Bayern Münih maçından belliydi. Bilmiyorum; ama o gün bana Daçka’nın o kupayı İstanbul’da kaldıracağı içime doğmuştu. Maçın ilk 20 dakikasında farklı bir şekilde geride olan temsilcimizi, Darüşşafaka Okulu çıkışlı Doğuş Özdemiroğlu diriltti, Doğuş’un savunmadaki enerjisi, Bayern karşısında takımı canlandırmıştı. Diğer oyuncular da gayretlenmiş ve sonunda Stanton Kidd, 0.7 saniye kala Yeşil Siyahılıar’ı seride 1-0 öne geçirecek mucizevi üçlüğü potaya göndermişti. Almanya’daki maçta da Scottie “MVP” Wilbekin’in olağanüstü performansı, Darüşşafaka’ya finalin kapısını açmıştı.

Finaldeki rakip ise, Rusya’dan Lokomotiv Kuban idi. Loko, Daçka ile oynayacağı final serisinden önce hiç kaybetmemişti. Darüşşafaka ise, kıran kırana geçen maçların ardından finale yükselmişti. Bu final serisinin, Rocky 4 filmindeki Rocky-Drago maçı gibi olacağını düşünüyordum. Nitekim öyle oldu. Darüşşafaka, Rocky Balboa; Lokomotiv Kuban ise, Ivan Drago… Rusya’daki ilk maça Dmitry Kulagin ve Mardy Collins ile kritik sayılar üreten bir Loko vardı. Ama Daçka’nın felsefesinde pes etmek yoktu. Scottie Wilbekin yine sorumluluğu üstlenmişti ve Will Cummings de önemli katkılar sağlamıştı. Dördüncü çeyrekte son 11 saniyeydi ve Lokomotiv Kuban hücumu olacaktı. 72-69 geride olan Darüşşafaka’nın yine mucizevi bir iş çıkarması zorunluydu. Maç kaybediliyordu. Ne olmalıydı? Ruslar, topu oyuna soktuğu sırada biri o topu çalacaktı ve ardından 3 sayılık basketle maç uzatmaya gidecekti. Başka çözümü yoktu. Top çalma ustası Howard Sant-Roos devreye girdi o sırada ve topu çaldı. Sant-Roos, tepede Wilbekin’i gördü. Wilbekin de tepeden üçlüğü gönderdi ve 5 saniye içinde skora denge geldi. Uzatmada etkisini arttıran Daçka, 81-78’lik galibiyetle yenilmeyen Loko’yu yenmişti. Artık, İstanbul’da gerçekleşecek son rauntta nakavt zamanı gelmişti. Darüşşafaka’daki herkes tüm çabalarını ortaya koymuş, sonunda şampiyonluğa ulaşılmıştı. Bu süreçte yer alan tüm oyuncular, teknik ekip, organizatörler… Emeği geçen herkes ama herkes hak edilmiş bir şampiyonluğun mutluluğunu yaşadı.

Önümüzdeki sezon, Darüşşafaka için Avrupa’da yeniden Euroleague zamanı olacak. Herkes şimdiden Darüşşafaka’daki oyuncuları bir yerlere transfer etme çabasında ve Başantrenör David Blatt’i de… Ancak David Blatt, aklının ve kalbinin Darüşşafaka’da olduğunu ve böyle de devam edebileceğini söyledi. Wilbekin, Daçka ile bütünleşti. David Blatt ve Scottie Wilbekin’in Darüşşafaka’da yapacağı daha çok iş var. Yeşil Siyahlılar, önümüzdeki sezon için deneyim kazanan genç ve enerjik kadrosuna yapacağı takviyelerle, Euroleague’de de tepelere çıkacaktır. Darüşşafaka, oyun felsefesiyle, pes etmeyen yapısıyla zirveyi zorlayan takım olmaya devam edecektir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...