İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TÜRKİYE'DE TEKİZ

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz hafta bir arkadaşım “köylüm seni çiftliğe götürmek istiyorum” dedi. Birkaç arkadaş gittik.

Gözümüzün alamayacağı ölçüde büyük bir çiftlik.

1000 dönümlük çiftlikte yaklaşık 5 bin damızlık inek, toplamda 16 bin besi hayvan mevcut.

Şarole, Limuzin, Hereford, Simental ve Angus gibi aklımda kalmayan bir çok damızlık dana ile tanıştım.

Bizi ağırlayan 60 yıldır et sektöründe olan Ahmet Hacıince son derece mütevazi bir yöneticiydi. Öyleki sahip olduğu tüm hayvanlara gözü gibi bakıyordu.

Merakla, “ Mc Donald's hikayeniz nasıl başladı?” diye sordum.

“Mc Donalt'sa et satacağım diyerek kapılarını çaldım. Büyük bir çiftlik yapacağım eti benden alın dedim. Ardından Colorado’da büyük bir fabrika gezdim. Kararlıydım. Dediler ki, “peki senden sonra kim devam edecek bu işe?”. “Çocuklarım var” dedim. “Ya bu mesleği seçmezlerse ne olacak” dediler. O an hemen çocuklarımı bu işe sevdirmek için plan yaptım

Açık arazide inek doğum yaparken gördüler. “Bu buzağı senin” dedim ve bir de Midilli at aldım.

Baktım çiftliğe gitmek için can atıyorlar. Midilli çiftliğe gitmeleri için iyi bir nedendi. Biz de babadan oğula geçmesini istedik yani aidiyet duygusunu vermeye çalıştım.

Ardından...

Hayvancılık kurumsal yapılır mı yapılmaz mı diye düşünerek Aile Anayasamızı oluşturduk. Bizde ikinci iş yok. Olmamalı.”

“FERRARI TAŞIYAN KARGO UÇAĞIYLA 500 DÜVE GETİRDİM”

“2008 yılında Avusturya’ya gittim. Hamile 500 düve aldım. Gemi bulamadım Formula yarışlarının reklamını duvarda görünce hemen kargo uçağına gittim. Allah'tan boş dönüyormuş neyse anlaştık 500 Angusu bindirip getirdik. Bu ilk maceramız böyle oldu.”

Mera hayvancılığın önemi ne kadar önemli?

“Türkiye'de 1976 yılında 21 milyon hektar meramız vardı şimdi 11 milyon meramız var.

Bu hükümet hayvancılık konusunda cumhuriyet tarihinin en büyük desteğini vermiştir. Gidip lüks ahır yapıyorlar, hiç gerek yok. Doğaya aykırı. Oysaki mera olsa düşük maliyet olacak. Mera hayvancılığı artmadığı sürece fiyatlar düşmez.

Bizler üretmemiz lazım başka çıkışımız yok.

Gıda gittikçe tehlikeye gidiyor oysaki kırmızı et en masum ettir.

Konya besiciliğin gelişiminde coğrafi ve lojistik olarak doğru bir yer.

Irk geliştirme meselesini niye biz yapamıyoruz?

Hayvan hastalıkların geçiş yolu Türkiye'dir. Hindistan ve Pakistan şap türü hastalıklı hayvanlar orada. Hastalıklara dayanıklı hayvanları alıp götürdüler ve İsrail kendi ırkını geliştirdi. Aslında 5 yılda orijinal ırk geliştirebilirsiniz ama Karadeniz’de yapacaksan 10 yıl sürer, coğrafi bölgelerde değişim gösterir.

Anne seçimi yapılır, bir tür taşıyıcı anne gibi 25 kiloyu geçmeyen buzağı kullanıyoruz ve Angus tohumu atıyoruz. 18 ay sonra o da anne adayı oluyor, ona mesela siyah mı buna sarole beyaz mı atalım diyoruz. Böylelikle verim alıyoruz, yani canlı ağırlıkla çalışıyoruz.

Benim yaptığımı kimse yapmıyor.

Bakanlık karkas getiriyor ve karkas eti sen Avrupa’dan alma iç piyasadan kes. Örneğin AB tüm çiftçilerine kooperatif yapmış herkesin hissesi var ve borsası var future borsa yani anne karnına düştüğündeki danayı satıyor ona göre borçlanıyor 18 ay sonra biliyorki para gelecek.”

Yarın...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...