İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AREFE'DEN MAKSAT KENDİNİ BİLMEK

YAYINLAMA:

Onun için de, bir irâde ve ruh terbiyecisi olan oruç, bir yandan mukavemeti ve tahammül kudretini artırırken, açlık elemini duymak hususunda zenginle fakiri birleştirmek, öfke ve gazap ateşi üstüne sabır suyu dökmek gibi günlük hayatın basamaklarına kadar kolaylıkla iner. Lokman Hekim, oğluna nasihat ederken, ne güzel söylemiştir: “Bir kimse çok yemek yerse, dünya ve tabiat karanlığından kurtulmaz, aklı çerâğı mârifet nuruyla aydınlanmaz ve kalbi aynası ise, gaflet ve kesâfet paslarından temizlenmez...”

Ancak, bu arınmış insanlardır ki rehberdirler; önden gidici ve uyarıcıdırlar. Kendilerinde olan temizliği ve îmânı kitleye de nakletmekle, cemiyetin mayasını tutar, yüzünü güldürürler. Öyle ki, cezâ müeyyidelerinin bekçilik edemediği, kanunun pençeleyip durduramadığı beşer ihtiraslarına, kanun vâzı'larından daha isabet ve kudretle bekçilik ederler...

Ama ibâdeti, Allah'la kul arasında bir sır, bir ilâhî nimet bilmeden, idraksiz bir otomatizm havası içinde yerine getirenler için, orucun bir külfet olacağı tabiîdir. Halbuki ibâdetten maksat, kendini bilme yolunun üstündeki dikenleri kaldırmak, bizi bize yabancı, hatta düşman kılan kibirleri, gururları, gösterişleri, riyâları temizlemektir. Bunlar olmadıktan sonra, sabahlara kadar tespih çekip namaz kılmaktan, üç ayları tutmaktan ne fayda!.. Şunu düşünmeli ki zamanı gelip, vücuttan düşecek, ihtiyarlayıp takâti kesilecek, hâli, dermanı kalmayacak olan insan, belki de günün birinde, o ibâdetleri yapamayacaktır. Halbuki uzun yıllar süren oruçlardan, namazlardan maksat ne idi? Kendini bilmek, kendi kendisinin hâkim ve emîri olmak değil mi idi?

Onun için, tahkik ehli indinde oruç, üç ayrı derecede mütalaa edilmiştir: Halkın orucu, kendini yemekten, içmekten ve diğer haramlardan korumak. Bir üst derecenin orucu; eli, ayağı, göz ve kulağı ile, bütün uzuvlarını maddî olduğu kadar mânevî yasaklardan da sakınıp, Allah'tan gelen kahrı ve lütfu birlemek, her yerde Hakk'ı görerek, cümle mahlûkata muhabbet eylemektir. Daha bir üst derecenin orucu ise, Allah'tan gayrı her şeyden perhiz etmek, nefsin hevâ ve hevesinden geçip, Hak muhabbeti lezzetini bulmaktır.

“Ben beni terkeyledim gördüm ki ağyar kalmadı

Hep Hakk oldu cümle âlem şehr ü bâzar kalmadı”

diyebilmek, işte bu ulu kişilerin kârı olmuştur. İşte bu mana ile arefeye vuslat bulmanın gerçek anlamını kavramış kullardan olmak niyaziyle Arefe günümüz ve Ramazan Bayramımız şimdiden mubarek olsun vesselam.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...