İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"ŞİİRİN SULTANLARI"

YAYINLAMA:

Dünya tarihinde iz bırakmış ve bugün adından söz ettiren liderlerin ortak özellikleri var: Sezgi, muhakeme ve hafıza gibi gelişmiş zihinsel potansiyel; girişim, çok çalışma ve etkileme gücü gibi gelişmiş kişilik özellikleri ile hitabet, ahlak, sanat, kültür gibi gelişmiş duygu ve değerler sistemi başlıca farklarıdır.

Gençlik ve Spor Bakanımız, Değerli Dostumuz Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu Beyefendinin gönderdiği bir kitap var elimizde: “Şiirin Sultanları.” Konunun üstatlarından Prof. Dr. İskender Pala Hocamızın hazırladığı eser, tarih yazmış Osmanlı Padişahlarının, devleti yönetmedeki liderlik becerileri yanında söz söyleme ve şiir alanında da lider olduklarını ortaya koymaktadır. “Sultanların sözü, sözlerin sultanıdır” anlayışından hareketle İskender Pala Hoca’nın pek güzel ifade ettiği gibi; “Kulluğu sultanlıktan önde tutan bu anlayıştır ki atalarımızın asırlar boyu zaferler kazanmasına vesile olmuştur.”

Liderlerin Asıl Kayıpları

İster ailenizi, ister ailenizin sahibi olduğu küçük bir işletmeyi, büyük bir aile şirketini yahut uluslararası bir işletmeyi, ister devletin herhangi bir kademesini yönetin, asıl mesele gönüllere girebilmek ve o gönüllere liderlik edebilmektir. İşte günümüz dünyasında hangi kademede olursa olsun liderlerinin asıl kayıpları buradadır.

Sanayi toplumunun, insanı ‘akıl’ ve ‘ruh’ olarak bölen yaklaşımından sonra, bilgi toplumu da hayatımızın dengesini bozan hızlı bilgi artışı ve bilgi kirliliğiyle yaşama uyum sınırlarını zorladı. İleri teknoloji, insanların giderek sanal gerçeklerle oyalanarak kendi ruh köklerinden ve hakikatlerinden uzaklaşmalarına ve maalesef madde odaklı bir anlayışa takılıp kalmalarına yol açtı. Dolayısıyla günümüz dünya insanının sorunlarının özünde temel insani değerlerin giderek yıpranması ve insanı insan kılan mana değerlerinden giderek uzaklaşma yer alıyor.

Kuşkusuz insanların kaybolan mana değerlerini tekrar kazanmalarında her düzeydeki ve alandaki liderlere çok önemli görevler düşmektedir. Zira lider, çok yönlü bir kişiliktir. Bu yönüyle lider; yönetim alanındaki insanların salt maddi istek, ihtiyaç ve beklentilerini değil aynı zamanda onların mana derinliklerini de beslemeyi ihmal etmemelidir. Mana tarafı güçlü tutulan, heyecanı ateşlenen ama en önemlisi bir davaya dönüştürdüğü işine tüm hücreleriyle inanan ve bağlanan insanların başarılı olmaları muhakkaktır. İnsanımızın bin yıllardır hür yaşaması ve hiçbir dönemde devletsiz kalmaması, istiklalin dışındaki her yolu ölüm sayan çok yönlü liderlik anlayışının eseridir.

Hizmetkâr Lider

Bugün liderlik davranışlarına baktığımızda genellikle kısır bir maddi çekişmenin, daha fazla kazanmanın, biriktirmenin, günü kurtarmanın, şan ve şöhretin öne çıktığını üzülerek görüyoruz. Yıllardır izlediğimiz kimi aile şirketi liderlerinin; liderlik anlayışlarının özüne yerleştirdikleri banka hesaplarının dışında gerek aile üyeleri gerekse çalışanlarıyla duygu ve değer odaklı herhangi bir iletişim kurmamalarının, sonunda onları felaketlere sürüklediğine şahit olduk. İnsanların gönlüne girmek gibi bir kaygıları, amaçları ve birikimleri olmayan liderlerin; eğitimde, sağlıkta, askeriyede ve daha birçok alanda sınırlı günlük başarıların ötesinde kalıcı ve sürdürülebilir başarılara ulaşamadıkları da bilinmektedir.

İşte bunun için lider ve lider adaylarının; temel liderlik becerilerine sahip, işlerinin gerektirdiği eğitimi almış, dünyayı izleyebilecek bir vizyona sahip olmaları ve çok çalışmaları yetmez. Liderliği bir ‘değer alanı’ olarak görmeleri şarttır. Bunun için öncelikle liderin mana anlamında olgunlaşmış bir ustadan ders alması, mümkünse bir süre onun yanında yetişmesi önemlidir.

Daha da önemlisi liderliği, insanları yönetmekle sınırlı tutmaması, insanlara hizmet etmeyi hedeflemiş olması şarttır. Aksi halde onların gönlüne giremez. Liderin, tüm büyük liderler gibi esas iş alanı dışında bir sanatla, bir işle uğraşması mümkünse bir ustalığının olması, mesela bir enstrüman çalması, şiir yazması, hiç değilse iyi bir okur olması önemlidir. Unutulmamalıdır ki, hüküm sahibi olduğu kadar hikmet sahibi de olabilen lider, takipçilerinin gönlünde yer edinir ve onlara yeni ufuklar açar.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...