İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ZAMLANAN FİYATLAR 

YAYINLAMA:

Türkiye perakende teknoloji pazarının kilit noktalarında görev alan bir arkadaşımla yaptığım uzun telefon konuşması, Türk halkının yeni teknolojik ürünlerle arasına nasıl bir mesafe koyduğunu gözler önüne seriyor. Bu arada Amazon’un yaptığı (adetsel anlamdaki) satışın da sadece hizmete başladığı ilk günle sınırlı kaldığı sektörde en çok konuşulanlar arasında. Ki bu göreceli artışın muhtemel nedeni sınırlı sayıdaki üründe gerçekten çok ekonomik fiyatlar açıklanmasıydı.

Perakende elektronik sektörünü adetsel bazda cep telefonu, ciro anlamındaysa televizyon gibi büyük ürünler yaşatsa da son birkaç ayın yükselen yıldızı aksesuarlar… Evet evet yanlış okumadınız; gerek cep telefonu gerekse tablet ve laptop aksesuarları. Tabii bunlara kablo ve çoğaltıcı benzeri yan ürünlerle web kameralar, kablosuz şarj ürünleri gibi tamamlayıcıları da eklemek lazım.

Buradan benim anladığım içindeki alışveriş “canavarını” durduramayan Türk halkı yeni bir şey alamasa da eldekini güzelleştirmek, daha kullanışlı kılmak veya yenilemek, eksiklerini tamamlamak için vakit ve nakit harcıyor.

Buna rağmen başta cep telefonu olmak üzere birçok ürün kategorisinde yeni ürünlerin de tanıtımı yapılıyor. Yani stoktaki ürünler tüketilmeden yenileri de satışa sunuluyor. Arz ve talep dengesi gereği fiyatlarda bir gevşeme beklense de döviz kuru bu beklentinin gerçekleşmesini engelliyor. Anlayacağınız markalar, ithalatçılar ve satıcılar çok stresli günler yaşıyor. Herkes satılamayan ürünün sorumluluğunu diğerine yüklemeye çalışırken şu an için sektörde bir küçülme de yaşanmıyor. Herhangi bir küçülme sinyali de görülmüyor. Konuştuğum kişiler durumu “pimi çekilmiş el bombasına” benzetirken birkaç ay içinde (internet üzerinden satış yapan elektronik siteleri de dahil olmak üzere) teknoloji perakendecileri arasından iflas edenlerin olabileceğini veya yüksek adetli işten çıkarma haberleri alınabileceğini söylüyorlar.

Satılamayan ürün ne olur?

Ancak ortak bir bekleyiş de yok değil pazarda. Herkes Apple’ın yeni iPhone modellerinin satışlara hız kazandıracağını düşünüyor. Daha doğrusu hız kazandırmasını istiyor. Öyle ya Apple Türkiye, yeni iPhone modellerinden en ucuzunu 7 bin 500 TL gibi bir fiyatla satışa sunacak. En pahalısının ise 15 bin TL olması bekleniyor. Bu fiyatları gören tüketiciler de şu an zamlandığı için fiyatı yüksek bulunan ürünlerin etiketlerinde yazan rakamı daha kolay kabul edecek.

Bu bana çok mantıklı bir senaryo gibi gelmese de sektörün kurtları geçmişte Apple’ın pazara böyle bir etkisi olduğunu, yeni iPhone modellerinin pazarı içine düştüğü açmazdan kurtarabileceğini söylüyorlar.

Yaz başında Türkiye’de ilk kez satışa çıktığında 2 bin 100 TL gibi bir fiyatla satılan cep telefonunun şu an 3 bin TL’lik bir etikete sahip olduğunu bildiğim için ben bu planın tutmayacağını düşünüyorum. Gerçi sektörün geleceği için tarihin tekerrürden ibaret olduğunu düşünmek daha mantıklı gibi görünse de içimdeki “mutlak gerçekçi” buna inanmayı reddediyor.

Eğer iflasları ve işten çıkarmaları engelleyecek tek çözüm yeni iPhone fiyatlarının yüksek olmasıysa tabii ki buna itiraz edecek değilim. Ama iş oralara gelmeden teknoloji perakendecilerine başka çözüm yolları da sunulmalıydı gibime geliyor…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...