FENERBAHÇE'DE NELER OLUYOR?
Haksız da değiller. Taraflı tarafsız hemen hemen herkesin sadece Fenerbahçe değil, Türk sporu için çok beklentisi olan, ezici çoğunlukla Aziz Yıldırım’ın tek adamlık yönetimine son vererek Fenerbahçe Başkanı seçilen Ali Koç, Başkan seçildiğinden beri pek huzurlu değil. Pek de sürpriz olmayan, Fenerbahçe’nin yaşadığı mali durum, oldukça yüksek borç, karabasan gibi üzerine çöken UEFA Finansal Fairplay baskısı dertleri o kadar yoğunlaştırdı ki, bu zor dönemin atlatılması pek de kolay olmayacak.
Tüm bunları yaşayan Fenerbahçe; daha önemli bir sorunu aşma konusunda oldukça sıkıntılı. Sportif Direktör olarak görevlendirilen Fransız Comolli, beraber çalışması için Hollanda’dan göreve getirilen Teknik Direktör Cocu ve neredeyse yarısından fazlası yenilenen transferleri, takım olma konusunda yaşanan istikrarsızlık ve Sportoto Süper Ligi, Lefter Küçükandonyadis sezonunun dokuzuncu haftasını geride bırakırken Fenerbahçe’nin puan cetvelindeki onbeşinci sıradaki yeri.
Fenerbahçe’de istatistiki rakamlar tam bir felaket, puan cetvelindeki sıralamaya söyleyecek bir söz kalmadı, tarihinin en başarısız dönemi, dokuz maçta; iki galibiyet, dört mağlubiyet ve üç beraberlikle alınan dokuz puan. En şaşırıcı olanı ise, gol atma özürlü; dokuz maçta 6 gol atıp kalesinde on gol gören, eksi dört averajla iki haftadır düşme hattının üzerine demir atan Fenerbahçe. Son hafta, Çaykur Rizespor, kendi sahasında oynadığı Atiker Konya maçında son dakikalarda yediği golle berabere kalmasaydı düşme hattına inecekti. Bu durum Fenerbahçe tarihinde yaşadığı en başarısız dönemi.
Deplasmandaki son Sivasspor karşılaşması sonrasında Cocu’nun açıklamaları, işi sadece şansızlığa bağlaması, dalga geçer gibi hala umut dağıtma çabaları, durumun Cocu ile yürümüyeceğinin en net göstergesi.
Hatalı takım kurgusunda ısrar etmesi, formsuz olanları sahaya sürüp sahada olması gerekenleri yedek kulübesinde oturtması, oyuna müdahale etmekte geç kalması, yanlış oyuncu değiştirmesi ve bir taktik anlayış yerleştirememesi, bu işin Cocu ile olamayacağı konusundaki umutsuzlukları iyici açığa çıkardı.
Sivas karşılaşması sonrasında şöyle bir yorum yapmıştım;
“Sevgili Başkan, bu yeteneksizle bu işin olmayacağını anlayamadıysanız daha ne söyleyelim ki. Bu adam kadro kurmasını bilmiyor. Elindeki futbolculardan kadro kuramıyor, takımı oynatma konusunda yanlış davranıyor.
Bu takımda etkili bir golcü olan İspanyol Soldado, oyunun kaderini her an değiştirebilecek Valbuena varken, Alper Potuk, Barış Alıcı varken, bu takımda Frey denen adam sadece top toplayıcı olur. Uzun aradan sonra oynayan Soldado, çok gol kaçırmasına rağmen birçok pozisyona girdi, maça heyecan kattı. Valbuena varken, Hasan Ali’nin önünde İsmail Köybaşı’nı sol kanatta oynatmak konusundaki yaratıcılığına hayran kalmamak ne mümkün.
Uzun zamandır yanında oturttuğu, takımda direkt oynaması gereken Mehmet Ekici'yi olmadık zamanda, hazır olmadan sahaya sürdü ve sakatlanmasına neden oldu.. Barış Alıcı'yı yanında oturtuyor.
Reyes ve Jeilson denen adamdan bir şey olmaz. Elif Elmas dışında gençleri unuttu. Bu kadronun içinden iyi bir takım kurulabilmiş olsaydı Fenerbahçe şimdi buralarda olmazdı. Cocu’nun "Şanssızdık, özellikle ikinci yarıda iyi oynadık, çok gol kaçırdık" mazeretlerine dayalı beylik söylemleri arasında bir hafta daha geçti.
Cocu, hatta Comolli ile bu iş olmaz. Yol yakınken Comolli ve Cocu'yu takımın başından gönderin.
Haksızlık etmeyelim, birçok zorlukla uğraşıyorsunuz. Kolay değil. Ama takımın durumu şu anda çok daha önemli, Sayın Başkan; bırakın, takım içindeki başka işlerle uğraşmayı, taraftarın sesine kulak verin, ivedilikle gelinen bu dramatik durumu düzeltin.