İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İNSANLIK DELİLERİYLE BİR GÜN

YAYINLAMA:

“Çok normal olduğumuz söylenemez. En uçta yaşayanlarımız için Deliler diye bir Osmanlı filmi bile yapıldı. Deliydik, yedi düvele kafa tuttuk. Akıllı işi değildi yaptıklarımız.”

Böyle demiştim. İşte bu filmin Almanya’daki gösterimi yasaklandı. Neymiş? Osmanlı kokuyormuş. Domuz ahırı kokacak değil ya. Tabii Osmanlı kokar, doğru olan budur bu topraklardan çıkacak film için. Türklük duygusunu öne çıkarmanın adı Osmanlı kokmaktır. Rahatsızlığımız yok. Deliler, kendi canlarını hiçe sayıp din ve devlet uğruna kellelerini ortaya koymuş insanlar. Mezarları bile olmayanları vardır. Rabbim hepimize vatan delisi olmayı nasip etsin. Delilere de gişede başarılar dilerim. Almanya’da da tez zamanda izleyiciyle buluşurlar inşallah.

Başka delilere geçelim. Kızılay 150 yaşında ve bu tarihi dünyadaki bilgi birikimini bir araya getirmekte kullanıyor iyi de yapıyor. Dün İstanbul’da uluslararası katılımla “Kızılay Talks” adında bir toplantı düzenlendi. Konuşmacılar arasında dünyanın farklı yerlerinden ilham verici isimler vardı. Meselenin farklı boyutlarını ele aldılar. Dünyada silahlanmaya harcanılan parayla insani yardıma ayrılan bütçe arasındaki tezat dile getirildi. İnsani yardım alanındaki akademik çalışmalarıyla öne çıkan profesör Mukesh Kapila, TRT World Citizen inisiyatifinin yöneticilerinden Zia Ahmad öne çıkan isimlerdi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Sınır Tanımayan Doktorlar öne çıkan kurumlardı ve hepsi de Kızılay’ın ne demek olduğunu hem bize hem de tüm dünyaya öz bir şekilde ifade ettiler. Zia Ahmad, kendi mülteci hikayesiyle bezediği Afganistan’dan Kaliforniya’ya yolculuğunu anlatırken sahnedeki hilali işaret ederek mülteci yolculuğunda Kızılay’ı gördüğünde kendini güvende hissettiğini söyledi. Tüm salon sahnedeki bu adamın hikayesine tanık oldu ve orada olmanın ne anlama geldiğini idrak etti.

Hayatımıza anlamlar katmaya çabalıyoruz. Gerçek zenginliğe bu şekilde ulaşacağımızı bilmenin ötesinde hissediyoruz. Kızılay Talks sadece insanlık için çalışan insanları bir araya getirmedi. Dünyanın farklı ülkelerinde birbirlerini ancak zorlu koşullarda afetlerde gören iş arkadaşlarının da selamlaşmasını sağladı. Kurumları farklı olsa da dilleri, dinleri farklı olsa da insanlık için bir araya gelen bu insanlık delileri daha güzel günler görebilmemiz için çabalayıp duruyor. Çabalarının karşılığını tam olarak aldıklarını söylemek mümkün değil. Zaten böyle bir beklentileri de yok. İstedikleri sadece şahit oldukları insan ıstırabını bir nebze olsun hafifletmek.

Delirmek istiyorsanız ve tedavi edilmez bir delilikle güzel bir ömür sürmek istiyorsanız sizi iyiliğin büyülü dünyasına davet ediyorum. Yapabileceğiniz çok şey var, sadece ihtiyaç sahibi olanlar için değil. Kendiniz için de. Ağırlıklarınızdan kurtulup anlamlı bir geleceğe adım atmak için insanlık delisi olmanız yeterli. Ben adaletsizlik pençesindeki insanlara mutluluk taşımak için canını hiçe sayan Osmanlı delileriyle günümüzde insan acısını dindirmek için bir araya gelen insanlık delileri arasında fark göremiyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...