İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ŞEHREMİNİ ARTIK SADECE BİR SEMT ADIDIR

YAYINLAMA:

Şehir ağır bir emanettir. Yüklenmek cesaret ister. Bu kadar talibi olduğuna göre ülkemiz adına sevinebiliriz. Belediye başkanlığının bizdeki daha önceki ismi şehremini imiş. Vefa nasıl İstanbul’da bir semt adından öteye geçmiyorsa şimdiler Şehremini de Fatih’te bir mahalle. İşin şakası bir yana şehremini eskiden İstanbul’daki binaların onarımı, surların bakımı ile görevli kişiymiş. Bir yandan da zabıta teşkilatını yönetirmiş. Evliya çelebi şehremininin sahip olduğu geniş yetkiler için şöyle bir ifade kullanmış: “Gökte uçan ve yerde gezen ve deryada yüzen cümle bu şehremini masârifiyle olur”

Şehirlerimiz, İslam şehirleri, hep bu şehreminleri vasıtasıyla abad olmuş. Yine Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre şehremini sadece İstanbul’a özgü değilmiş. Budapeşte, Saraybosna, Bağdat ve Kahire’de şehreminleri varmış. Sembol şehirler boş bırakılmamış. İstanbul’un ilk şehremini Hızır Bey’miş. Hızır ismi bizde zor zamanda yardıma koşan anlamında kullanılır. Hoş bir tevafuk. Zamanında hem şehir valisinin hem de belediye başkanının yaptığı işleri üstlenirmiş şehreminleri. Malumata boğup işi tarih dersine çevirmek istemiyorum.

1930 yılında artık şehremaneti dairesi kaldırılıp yerine belediye ve belediye başkanı unvanları getirilmiş. Sonrasında şehrin bir emanet olduğu unutulup gitmiş. Belediye başkanları şehrin sadece imar ve temizliğinden sorumlu kişiler olmuş. Sonrası? Sonrası malumunuz zaten. İç göçlerle mülteci kampına dönen şehirler, açgözlü imar kanunları, hızla gelişen ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak için feda edilen geçmiş ve diğer nahoş şeyler.

Önerim belediye başkanlıklarının kaldırılarak şehremanetinin getirilmesi. Belediye başkanları yerine de şehreminlerinin gelmesi. Belki bu sayede göreve talip olan neye talip olduğunu oy veren de kimi, neden seçtiğini daha iyi anlayabilir.

Ciddi olarak konuşmamız gerekirse, ki gerekiyor, şehirlerimiz huzur değil problem üretiyor. Ortada şehir yerine kent emanet yerine de rant dönüyor. Bu basitçe ortada oluşan değerin üleşilmesi problemi değil. Ahlakımızı, iş yapma biçimimizi ve adalet duygumuzu belirleyen ciddi ölçülerimize temel teşkil ediyor şehirle olan ilişkimiz.

Şehirlerimiz daha dün kurulmadı. Birçoğunun yüzyıllara dayanan hafızası var. Hemen hepsi kendini yeniden üretme gücüne sahip. Ancak onların emanetine sahip çıkacak kişilere ihtiyaç var, şehreminlerine. Şehirle kuracağımızı sahici ilişki birçok problemimizin otomatik çözümü anlamına da gelecek. Geleceğimiz olan çocuklarımız için güvenli yerler, rahat hedef alacağımız güzel bir avlu ve belki en fazla ihmal edilen şekliyle tarihin hakkının verildiği adaletli bir mekan.

İstanbul’un eski şehreminleri şu anda yaşadığımız şehri görse neler düşünürdü? Emanete sahip çıkıldığını söyleyebilirler miydi? Tersinen soralım: Belediye başkanlarımızın unvanını şehremini yapsak kaçı bulunduğu şehirlerin emanetine hakkıyla sahip çıktığını söyleyebilir?

Seçimler yeniden düşünmek için iyi bir fırsat. Tüm şehremini adaylarına kolaylıklar dilerim.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...