Ödüllü yönetmen Ziya Demirel, yıllar süren yaratıcı sessizliğin ardından sinemaseverlerin karşısına ikinci uzun metrajı “En Güzel Cenaze Şarkıları” ile çıkmaya hazırlanıyor. Yönetmen, ilk filmi “Ela ile Hilmi ve Ali” ile yakaladığı başarıyı bu kez çok katmanlı bir anlatı evreninde yeniden inşa ediyor. Film, 38. Uluslararası Tokyo Film Festivali kapsamında, “Asya’nın Geleceği” bölümünde 27 Ekim’de dünya prömiyerini gerçekleştirecek.
Festivalin en dikkat çekici bölümlerinden biri olan bu seçkide, geleceğin sinemacıları olarak görülen yönetmenlerin yapımları yer alıyor. Ziya Demirel’in yeni filmi de bu kapsamda hem anlatı dili hem de karakter çözümlemeleriyle dikkat çekiyor.
“En Güzel Cenaze Şarkıları”: absürtle gerçeğin sınırında
Demirel’in yeni filmi, sıradan bir dolandırıcılık hikâyesinden çok daha fazlasını anlatıyor. Hikâyenin merkezinde, internet üzerinden tanıştığı Dr. Erol Ergüven’in vaat ettiği 20.000 avronun peşine düşen Saadet var. Ancak film, bu para avının ötesine geçerek insan ilişkilerinin kırılganlığını, aile bağlarının çözülüşünü ve arzuların insanı sürüklediği uçurumları incelikle işliyor.
Ziya Demirel’in senaryoyu kardeşi Yusuf Tan Demirel ile birlikte kaleme aldığı yapım, epizodik yapısıyla birbirinden bağımsız görünen hikâyeleri tek bir çizgide buluşturuyor. Yönetmen, filmde “çok konuşan ama çoğu zaman düşünmeden konuşan insanların” dünyasına mizah, hüzün ve tuhaf bir sıcaklıkla bakıyor.
Güçlü bir ekip, etkileyici performanslar
Başrollerini Esra Dermancıoğlu, Halil Babür ve Çağdaş Ekin Şişman’ın paylaştığı filmde; Yıldız Kültür, Nalan Kuruçim, Gözde Mutluer ve Özer Keçeci gibi deneyimli isimler de yer alıyor. Her biri, filmin çok katmanlı atmosferinde kendi öyküsünü sessizce var ediyor.
Yapımcı koltuğunda, “istos film”den Anna Maria Aslanoğlu bulunurken, ortak yapımcı olarak Emre Oskay (Sky Films)projeye destek veriyor. Görüntü yönetmenliğini Doron Tempert, kurgusunu Henrique Cartaxo, yapım tasarımını Osman Özcan, ses tasarımını ise Cenker Kökten üstleniyor. Bu güçlü ekip, Türk sinemasında son dönemde az rastlanan tutarlılıkta bir sinematografik bütünlük oluşturmayı başarıyor.
Tokyo’dan Antalya’ya uzanan prömiyer zinciri
“En Güzel Cenaze Şarkıları”, dünya prömiyerini Tokyo’da gerçekleştirdikten hemen sonra 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluşacak. ‘Ulusal Yarışma’ bölümünde yarışacak film, şimdiden merakla beklenen yapımlar arasında yer alıyor.
Ziya Demirel, yeni filmiyle hem uluslararası festivallerdeki başarısını sürdürmeyi hem de Türkiye’deki izleyiciyle derin bir bağ kurmayı hedefliyor. Yönetmen, filmini “insanların birbirini anlamaya çalıştığı ama çoğu zaman kendi iç sesini bastıramadığı bir kakofoni” olarak tanımlıyor.
Türk sinemasında yeni bir dönem
Demirel’in sinema dili, Türkiye’de bağımsız sinemanın evrimini yansıtan güçlü örneklerden biri olarak kabul ediliyor. “En Güzel Cenaze Şarkıları”, yalnızca tematik zenginliğiyle değil, anlatım biçimiyle de Türk sinemasının son yıllardaki yenilenme sürecine katkı sunuyor.
Film, seyircisine hem acıyla mizahın buluştuğu bir hikâye hem de modern dünyanın duygusal yalnızlığına dair derin bir portre sunuyor. Tokyo’da yankı uyandırması beklenen bu yapım, Ziya Demirel’in uluslararası alandaki konumunu da bir adım öteye taşıyacak gibi görünüyor.
