BİR MEDENİYETİN ZAFERİ: 29 mayıs 1453
İstanbul’un fethinin 572. yıl dönümü sadece bir şehrin değil, bir çağın kapılarının açıldığı, tarihin seyrinin değiştiği o büyük zafer; Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed’in kararlılığı, stratejisi ve yüksek vizyonu sayesinde gerçekleşti. İstanbul’un fethiyle birlikte Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamış; Roma İmparatorluğu’nun bıraktığı tarihî miras, İstanbul’un fethiyle birlikte yeni bir medeniyetin çatısı altında varlığını sürdürmüştür.
Fethedilen Sır Şehir: İstanbul’un Öncesi
İstanbul, tarih boyunca Byzantion, Konstantinopolis, Konstantiniyye gibi isimlerle anılmış, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç büyük imparatorluğun kalbi olmuştur. Hazreti Peygamber’in “Konstantiniyye muhakkak fethedilecektir...” hadisiyle İslam dünyasında kutsal bir hedefe dönüşen şehir, yüzyıllar boyunca pek çok Müslüman komutanın düşü olmuştu. Emevilerden Abbasilere, Avarlardan Ruslara kadar onlarca kez kuşatılan şehir, surlarının sağlamlığıyla “aşılamaz” olarak görülmüştü.
Fatih’in Rüyası: Strateji, Sabır ve İlimle Gelen Zafer
1451’de ikinci kez tahta geçen II. Mehmed, genç yaşına rağmen büyük bir vizyona sahipti. İstanbul’u fethetmeden evvel diplomatik, askeri ve teknik hazırlıklar yaptı. 1452’de Boğazkesen anlamına gelen Rumeli Hisarı inşa ettirildi. Top mühendislerine çağın ötesinde büyük toplar döktürüldü. Fetih için Vize (Kırklareli), Silivri ve Ayastefanos (Yeşilköy) kaleleri birer birer alındı.
6 Nisan 1453’te başlayan kuşatma, sadece surların değil, bir inancın da sınandığı 53 günlük destansı bir mücadeleydi. Ve tarih 22 Nisan’ı gösterdiğinde, insanlık daha önce benzeri görülmemiş bir harekete tanıklık etti: 72 Osmanlı gemisi karadan yürütülerek Haliç’e indirildi. Bu olağanüstü hamleyle savaşın seyri Osmanlı lehine döndü.
Fetih Günü
29 Mayıs 1453 günün ilk ışıklarıyla birlikte başlayan büyük taarruzda Osmanlı askerleri surları aştı. İstanbul’un kapıları açıldı, Bizans devri sona erdi. Fatih Sultan Mehmed, Hazreti Peygamber’in müjdesine mazhar olarak “Fatih” unvanını aldı. Şehri yağmalatmayarak büyük bir adalet örneği sergiledi. İlk Cuma namazı Ayasofya’da kılındı, fethin manevi simgesi olarak bu kadim kilise camiye çevrildi.
Yeni Başkent, Yeni Medeniyet
Fetihle birlikte İstanbul, Osmanlı Devleti’nin payitahtı oldu. Fatih Sultan Mehmed, şehrin yeniden inşasına büyük önem verdi. Topkapı Sarayı’nı, Fatih Külliyesi’ni, medreseleri ve çarşılarıyla İstanbul’u hem siyasi hem kültürel bir merkez haline getirdi. Bilim, sanat, mimari ve edebiyat alanlarında Osmanlı Rönesansı’nın temelleri İstanbul’da atıldı.
Kültür, Sanat ve Bilim Şehri: Fetihle Yükselen İstanbul
Fatih döneminde başlatılan medrese teşkilatı, İstanbul’u sadece askeri değil, aynı zamanda ilim ve irfanın merkezi yaptı. Ayasofya’nın hemen yanında açılan medreseler, Osmanlı bilim dünyasının ilk adımlarıydı. Mozaikler, minarelerle birleşti; eskiyle yeninin, doğuyla batının buluştuğu eşsiz bir sentez doğdu.
GÜNÜN ÖNEMİ
İstanbul’un fethinin 572. yıl dönümü, Türkiye genelinde tarihi önemiyle bir kez daha hatırlanıyor. Fetih, hem kültürel hem manevi yönleriyle toplumun farklı kesimleri tarafından çeşitli vesilelerle gündeme getiriliyor. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu özel gün kapsamında camilerde Kur'an-ı Kerim tilavetleri, dualar ve mevlit programları düzenlenmesi bekleniyor.
Tarihi Dirilişin Adı
572 yıl önce gerçekleşen İstanbul’un fethi, yalnızca bir askeri zafer değil; aynı zamanda bir medeniyetin doğuşunun simgesidir. Fatih Sultan Mehmed, bu zaferle birlikte sadece bir şehri değil, bir çağı da fethetmiştir. İstanbul bugün hâlâ bu büyük mirasın izlerini taşımakta; tarihi, kültürel ve stratejik önemiyle dünya sahnesindeki yerini korumaktadır.