İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÖNCE ÇÖZÜLMESI GEREKEN

YAYINLAMA:

Sorunları sorunla besleyerek çözmek ise hiç de iyi bir yöntem olmamıştır. Sorunlara çözüm bulan ileri ülkeler, sorunların yeşereceği bataklığı ortadan kaldırmakla işe başlamışlardır.

Bu, ülkemizde giderek kangren hale dönüşen birçok sorunun en önemli nedenidir ama buna yıllardır o gözle bakamamışızdır. Genelde, sorunu çözmek için onu besleyen küçük sorunlara ortam hazırlamış, varolan sorunu ortadan kaldıramamışızdır.

İstanbul’un yıllardır çözülemeyen, değil çözülebilmesi giderek iyice dayanılmaz hale gelen trafik ve bunu iyice içinden çıkılamaz hale getiren toplu taşıma sorunu, işte böylesine çözümsüzlükten bir türlü kurtulamamıştır. Yıllardır bu konuda iyi niyetle birçok şey yapılmış, toplu taşımanın rahatlaması için yatırımlar yapılmış ama, var olan sorun kökten ortadan kaldırılamadığı gibi günlük önlemlerin yarattığı karmaşadan bir türlü çözüme ulaştırılamamıştır.

Günübirlik gelenleri ve yerleşik nüfusuyla yirmi milyon insanı barındıran İstanbul’da sorun çözmek kolay değildir. Bu gerçeği göz ardı etmek çok yanlış olur. Ama yıllardır genelde günü kurtarma endeksli önlemlerin varolan sorunları çözümüne asla ilaç olamayacağını görebiliyoruz. Çok çaba harcanıyor ama birçoğuna yazık oluyor, çözüm olması şöyle dursun emekler heba oluyor.

İstanbul’un trafik sorunu ve toplu taşıma için birçok şey yapıldı. Raylı sistemler yaygınlaştırıldı. Metro birçok bölgeye ulaştırıldı. Toplu taşımada çok büyük bir görev üstlenen Avrupa yakasında Beylikdüzü ile Avrupa yakasında Söğütlüçeşme arasında yirmidört saat yolcu taşıma görevini yerine getiren metrobüsler, plansız bir işletimle de olsa çok önemli bir iş yapıyor. Günün büyük bölümünde yolcu taşımayı eziyet haline getirse bile iyi bir hizmeti yürütüyor.

Metrolar, birçok yere hizmet veriyor. Boğaz geçişini sağlayan üç asma köprü, raylı sistemin en iyilerinden olan ve şimdi İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayan, uzunca bir süredir Kazlıçeşme-Ayrılık Çeşmesi arasında çok yakın bir zamanda Halkalı-Gebze Banliyö hatlarıyla birleşerek hizmet verecek Marmaray, Boğaz altından araç geçişini iyice hafifleten Avrasya geçişi, İstanbul transit geçişini sağlayan TEM Otoyolu, şehir içi geçişinde yıllardır çok önemli bir görev üstlenen E5 Otoyolu. İstanbul’dan körfez geçişini rahatlatan Orhan Gazi Asma köprüsü onu Boğaz’dan ağır vasıta transit geçişinde Yavuz Sultan Selim 3. Boğaz Asma köprüsü ve bağlı otoyollar. Görüşte say say bitmeyen yatırımlar.

Tüm bu yatırımlara karşın, günün belli saatlerinde toplu taşımada giderek artan yoğunluk hala devam ediyor. Günün geç saatlerinde uzun süre E5 ve TEM Otolu hiç yürümeyen bir trafik yoğunluğuna mahkum. Metrolar, raylı sistemler tıka basa dolu. Boğaz köprülerinin ikisinde trafik yine alabildiğince yoğun. Avrasya geçişinin her iki yönlü olarak girişleri çok yoğun. Çok önemli bir görev üstlenen metrobüsler ise tam eziyet, çoğunlukla binmeniz-inmeniz neredeyse imkansız. Belli ki sefer planlamasında giderek kangren olan bir düzensizlik var. Havaalanından başlayıp Esenler Ototgar’dan Yenikapı’ya giden metrodaki yoğunluk da metrobüsleri aratmıyor.

İstanbul’da sorun çözebilmek için sorunların kaynağının iyi analiz edilmesi gerek.

BİR TUTAM TEBESSÜM!

EN İYİ BİRA !

Bir gün Carlsberg, Miller, Tuborg ve Efes Pilsen'in başkanları barda içmeye gitmiş.

Garson gelince teker teker söylemişler;

- Ben bi Carlsberg alayım.

- Ben bi büyük Miller istiyorum.

- Ben Tuborg içeceğim.

Sıra Efes Pilsen'in başkanına gelince;

- Ben bir kola alayım, demiş. Garson gidince yanındakiler sormuş,

"Yahu sen niye Efes Pilsen istemedin" diye;

- Kimse bira içmiyordu, ben de size uyayım dedim, demiş.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...