İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÜÇ FİLM, TEK KAVGA

YAYINLAMA:

Her üç film benzer kurguya sahiptir. Halkın durumu pek iç açıcı değildir buna rağmen iyi kötü keyifleri de yerindedir hani. Cepler boştur muhakkak. Ama dert cep değil kalkınmadır. Yani büyüme değil refahtır. Bu iktisadi modelde halkın meselesi büyüme olmamalıdır zaten. Filmler bu noktayı doğru yakalamıştır. Birazcık refah yetmektedir insanlara. Bu durum kapitalist modelin, hem filmlerde hem halkta doğru anlaşıldığını da göstermektedir. (Ne var ki duruma ekonomistler gözlerini kapatmakta arkalarını dönmektedir.) Medeniyetimiz de bu noktada farkını göstermektedir. Bizim milletin Robin Hood gibi kahramanlara ihtiyacı yoktur. Başkasından çalınana tenezzülü yoktur. Filmlerdeki kavga da halkın zaten kendine ait olan kalkınma içindir. Kahramanlar kimseden çalmaz halkın olanı halka iade etmek kaygısı taşırlar.

Halk da azıcık sahip çıkıldıklarını bildiklerinde kahramanlarına gönüllerini açar. Kahramanlar bunu kendi çıkarları için de asla yapmaz. (Sarı yeleklilerin liderlerinin siyasete göz kırpmalarının tam bir Germinal (Emile Zola) hikayesi olduğunu bu noktada tespit etmek gerekir.)

Bu üç film, halkın ihtiyaç duyduğu refahı kimin elinden dağıttıkları kadar birbirinden ayrışır. Bekçiler Kralı filminde adı üzerinde kahraman bekçi rolündedir. Deli Deli Küpeli filmi kahramanı kaymakam, Üçkağıtçı filmindeki kahraman ise belediye başkanıdır.

Bu durum göstermektedir ki unvanlara da ihtiyaç yoktur. Sorumluluk hissetmek yeterlidir. Bugün gene her kadroda muhakkak kahramanlar vardır. Her zaman da olacaktır. Ancak teori tarafında bu halk için sorumluluk alacak bilim insanlarına olan ihtiyaç büyümektedir. İktisatçılar ne zaman sorumluluklarını yüklenecek diye sormaktan insan kendini alamamaktadır.

Makul bir teori geliştirebilecek tek toplum budur. Bu toplumun bilim camiasının artık tepki vermesi gerekmektedir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...