İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AHMET KAYA VE İSTANBUL SEÇİMLER

YAYINLAMA:

Türkiye’de ergenlik çağına gelmiş olup da, yüreğinde sevgi tomurcukları oluşmuş kaç genç vardır Ahmet Kaya’yı dinlememiş olan?

Yeni genç nesil arasında muhtemelen vardır ama orta ve orta yaş üstü olanlarda bu sayı çok çok azdır diye düşünüyorum.

Hele de orta ve orta yaş üstü Kürtler arasında belki bir tek kişi bile yoktur Ahmet Kaya’yı dinlememiş olan.

Hatta bugün bile yeni nesil Kürt gençleri de ilk sevdalarını onun şarkılarıyla haykırırlar.

Ahmet Kaya Türkiye’de protest müziğin sembol ismiydi.

Ancak şüphesiz Ahmet Kaya’nın Kürtler için çok daha özel bir anlamı var.

Kürtler, sevgiliye, anneye, evlada, vatana, toprağa duydukları sevgiyi, özlemi, hasreti onun şarkılarıyla dışa vurdular.

Kürtler ezilmişliklerini, dışlanmışlıklarını, maruz kaldıkları zulümleri onun şarkılarıyla haykırdılar.

Ahmet Kaya, hiçbir zaman zulme boyun eğmedi.

Ama bunu yaparken yeni zulümlere de ortak olmadı.

Duruşuyla, sanatıyla hep tek tabanca durdu.

O nedenle eski Türkiye de, eski Türkiye’nin Kürtler üzerinde kurduğu baskıdan doğan PKK da hiçbir zaman onu sevmedi.

Ve sonunda eski Türkiye, o malum gecede onu ölüme götüren yola itti.

Çok sevdiği ülkesinden ayrıldıktan sonra yurtdışında birkaç kez PKK’ya yakın kuruluşların etkinliklerinde yer aldıysa Ahmet Kaya, hiçbir zaman onlardan biri olmadı.

Ölüm yolculuğunda da tek tabanca oldu.

Şüphesiz eşi, sevenleri hep onunla oldu ancak o sanatını hiçbir zaman hiçbir siyasi oluşumun arkasına takmadı.

Şimdi 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimleri öncesi adı bir kez daha gündemde.

Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailesinin istemesi halinde, 20 yıl önce kendisini Şafak Türküsü ile cezaevine uğurlayan Kaya’nın mezarını Türkiye’ye getirebileceklerini söyledi.

Keşke bu gerçekleşse.

Ahmet Kaya’nın çok sevdiği bu topraklarda daha huzurlu uyuyacağına inanıyorum.

O malum gecede, bir Kürtçe şarkı yapacağım dediği için yuhalanan, linç edilen ve ölüme sürgün edilen Ahmet Kaya’nın ruhunun, bugün devlet televizyonunda Kürtçe şarkıların, türkülerin söylendiği ülkesinde çok daha huzurlu olacağına düşünüyorum.

Ama onun mezarının buraya getirilişinin birçoklarının uykusunu kaçıracağını da biliyorum.

En çok da eski Türkiye peşinde koşanların, yeni Türkiye’ye itiraz edenlerin uykusunu.

Sadece onların da değil.

Kürtlere yönelik baskılar, yasaklar, ayrımcılıklar kaldırıldıkça, kendilerini özgür hissettikçe Kürtlerin bu ülkeyle bağlarının güçlenmesinden rahatsızlık duyanların da uykusunun kaçacağını biliyorum.

Onlar ki el ele verip Ahmet Kaya’yı birlikte ölüme göndermişlerdi.

Onlar ki, bir taraf yasaklarla kendini var ederken diğer taraf bu yasakların mağduriyetleri üzerinden kendini var ediyordu.

Ama o Türkiye çok geride kaldı.

Ahmet Kaya yaşıyor olsaydı bugün devlet televizyonundan Kürtçe şarkılarını seslendiriyor olurdu.

Ahmet Kaya yaşıyor olsaydı, muhtemelen bu 23 Haziran’da, kendisini ölüme gönderenler ve onlarla gizli-açık ittifak edenlere karşı, kendisini bu topraklara davet edenlerin yanında olurdu.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...