İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İTHAL SAMAN, MUZ VE LEBLEBİ

YAYINLAMA:

Hani bir söz vardır: “Şuuyu vukuundan beter”. Yâni olmayan bir olayın dedikodusunun daha kötü olması, demektir. Gerçi bâzı olaylar gerçekten olduğu için de dedikodusu çıkar, ama işin gerçeği bilinmediği için, çok su götüren hamura malzeme olur.

Ülke gündemi bir taraftan çok değişken ama bir taraftan da “ana akım gündem” var. Devletler uzun vâdeli plânlar yapınca, bu ana akım gündemler de, yeraltı nehirlerin zaman zaman yeryüzüne çıkması gibi, hatırlanıyor. Bunun örneklerini her ülkeden vermek mümkündür. Mesela İngiltere’deki Brexit konusu bir süredir unutulmuşken, “Çankırılı Başbakan” sebebiyle yeniden gündem oldu.

Türkiye de bu tür gündemler açısından oldukça zengin bir ülkedir. Yıldönümünden yıldönümüne hatırlanan olaylar bir yana, özellikle siyâsî çevrelerin karşı tarafın yumuşak karnı olarak tespit ettiği konular, can simidi gibi kullanılır. CHP’nin mâruz kaldığı “câmilerin ahıra çevrilmesi”, “Osmanlı arşivlerinin hurda kâğıt fiyatına satılması”, “Oniki Ada’nın verilmesi”, “Musul-Kerkük’ün verilmesi”, “Kur’ân-ı Kerim’in yasaklanması” gibi eski konuların yanı sıra, 15 Temmuz gecesi, “Havaalanında tankların arasından kaçanlar” ve “AVM’lere koşanlar” gibi yeni birçok “ısıtılmaya uygun gündem” konusu vardır.

Neden saman ithâl edildi?

Yaşı Cumhuriyet’ten daha büyük CHP hakkında bunlar varken, on yedi yıllık AK Parti hakkında da “ısıtılmaya uygun gündem” konuları oldukça fazla. Bunların başında “saman ithâl etmek” konusu geliyor. İktidar partisinin her hangi bir yetkilisi ne zaman icraatlardan bahsetmeye başlasa, muhalefet hemen “saman ithâl ettiniz; memleketi ne hâle getirdiniz” söylemini devreye sokuyor. İktidar partisi de “hayır, saman ithâl etmedik” diyemiyor, çünkü bu, uydurulan ve “günün yalanları” olarak çürütülecek bir yalan değil. Ama bu konudaki halkla ilişkiler (PR – Public Relations) hatâları yüzünden iktidar partisinin sırtında kambur olarak kalmaya devam ediyor. Bu konuda sayın bakan başta olmak üzere, birçok kaynaktan açıklama yapıldı. Ama bu açıklamalara rağmen, inanması kolay ve tatlı bir yalan olduğu için, konu müzminleşiyor.

Kamuoyuna ihraç edilen samanın ithâl edilen samandan dokuz kat fazla olduğunu söylemek, bunun ülke adına yapılan bir ticâret olduğunu açıklamak pek bir anlam ifâde etmiyor. Olayın ayrıntısını dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in ağzından bizzat dinlemiştim. Aynı ortamda bulunan muhalif birçok kişi de bu açıklamadan tatmin olmuştu.

Sayın Mehdi Eker’in açıklamasına göre, karaborsacılar piyasadaki samanı toplayıp stokladıkları için, sınır bölgelerindeki saman fiyatları artmış ve yurt içinden saman nakletmek daha pahalı olduğu için komşu ülkelerden saman ithâl edilmiş. Çünkü samanın nakliyesi kendisinden daha pahalı. Devletin kasasından daha az para çıkması için tercih edilen bu yöntem, bir siyasî propaganda malzemesine dönüşmüş. Türkiye’nin ihraç ettiği saman ile ilgilenen yok. Sâdece saman değil, Türkiye buğdayı da hem ihraç hem de ithâl etmektedir.

Danimarka muzu

Saman konusundaki bakanlık stratejisine bakıldığında, Türkiye’nin yaptığını başka ülkeler de yapmaktadır. Mesela, sınırları içinde tek bir muz ağacı olmamasına rağmen, dünyânın en büyük muz ihrâcatçısı Danimarka’dır. Satıcı ve alıcı ülke arasında aracılık yapıp, ürünü kendi ülkesine bile

getirmeden alıp satarak muz ticâreti yapan Danimarka, belki bizden aldığı birçok ürün ve malı da başka ülkelere satmaktadır. Bir başka örnek olarak çikolata deyince aklımıza İsviçre’nin gelmesini verebiliriz.

Çorum’un leblebisi

Bu konunun sâdece uluslararası olduğunu sanmayın. Leblebi deyince aklımıza Çorum geliyor ama Çorum’da nohut yetişmemektedir. Ama Çorum’da leblebi işleme kültürü vardır ve bu leblebiler başka illerden gelmektedir. Bu illerin başında da Denizli gelmektedir.

Saman ithâl ediliyor diyen Denizlililer varsa, kendi il sınırlarında hasat yapılan nohutlardan yapılmış Çorum leblebilerini yerken bir daha düşünürlerse, başkalarına da örnek olurlar.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...