İstanbul
Parçalı az bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YAN MASAYI DİNLEME MERAKI

YAYINLAMA:

... Arkadaşım Deniz ile Nişantaşı'ndayız.

Ben belki bir seneden fazla gitmemişim. Önce Doktor Ümit’ten vitaminler alınıyor, sonra alışverişsiz bir ayakkabıcı, bir Yargıcı, ona buna baka baka dolaşıyoruz.

Sonra bir kafede, soğuk caffe latte içiyoruz, oturuyoruz.

Sohbet işte, kadın kadına, kadınlık halleri falan, vitrinler, pamuklu gömlekler, ay ne güzel terlikler, ama çok pahalı, vır vırı yaparken.

Karşı masadan bir kadın uzanıyor, sizi bir yerden tanıyorum diyor.

Malum soru, sonra ben magazin hiç seyretmem diyor. Aaaaa tanıdım. Sizi bir kere seyretmiştim, oradan hatırlıyorum diyor.

Belli ki masasında canı sıkılmış, bizim masayı dinlemiş.

Zaten herkesin kendi masasındaki arkadaşlarından canı hep sıkılıyor ve insanlar hep yan masayı dinliyor.

Hatta bir müddet sonra, baka baka doyamadığı cep telefonundan da sıkılıyor, başlıyor yan masayı dinlemeye.

Bu uzun zamandır böyle.

Ben rehberim diyor kadın, "Dün turistleri Ayasofya müzesinde dolaştırıyorum, işte anlatıyorum, dinleyen yok.

Biri demez mi, Burak Özçivit'in evi nerede, biz onu görsek".

Kadın karşı masadan devam ediyor. Rehber arkadaşım ile dedik ki, “Yahu bunlara boşuna tarih anlatıyoruz, Burak Özçivit’ in, Halit Ergenç’in evini öğrenelim, turu oraya yapalım, oraları anlatalım.

Bu ne magazin merakı anlaşılır gibi değil” diyor.

Haklısınız diyorum.

Ben, biliyor musunuz 200 avroya Muhteşem Yüzyıl setine Meryem Uzerli'yi görmek ve fotoğraf çektirmek için tur yaptılar, otobüsler dolusu gittiler, diyorum.

Rehber hanım çok heyecanlanıyor, hangi tur acaba, ne zaman acaba, arka arkaya sorular soruyor.

200 avronun onu heyecanlandırdığını fark ediyorum.

Deniz çok nazik bir kadın ve ona ayıp olmasın diye, kadına sabrediyorum.

Karşı masadan, bizi dinleyerek gelen kadın ile bu sohbetten hiç hoşlanmıyorum.

Masadan artık o tarafa hiç bakmıyorum.

Deniz'e diyorum ki.

Baksana, senin nezaketinden kadına diyemedim ki, “magazine herkes ne meraklı diyorsun” sen bir kere seyrettiğini söyledin ki bu da doğru değil, magazin masasındaki kadını unutmamışsın.

Aklın Burak Özçivit ve Halit Ergenç'te kalmış.

Ayasofya müzesini boşuna öğrenmiş olmanın ve boşuna anlatmanın pişmanlığındasın.

Magazinin 200 avro olduğunu duyunca çok ilgilendin.

Aslında benden çaktırmadan evi biliyorsam, öğrenmeyi çok istedin.

Hadi anlaşalım, sarılalım.

Seyretmedim, hiç bilmem diye diye magazine doyamazsınız.

Hadi.

Hepimiz, hepiniz, kör kuyularda merdivensiz kalsanız, kalsak magazine bayılıyorsunuz.

Gözünün yağını severim magazin.

Sahi Burak Özçivit'in evi neredeydi!

Funda'nın aklındakiler…

... Hadise, Harbiye Açıkhava’da konser vermek üzere hazırlanıyor.

Harbiye'de konser vermek önemli bir şeydir.

Hadise, Harbiye’de prova yapmak üzere gidiyor.

Bakıyor kapıda magazinciler var, VIP aracını, arka kapıya yönlendiriyor.

Bir saat sonra ön kapıdan çıkıyor, bakıyor magazin muhabirleri orada.

Kandıramamış ya, çok şaşırıyor.

Muhabirler makyajsız fotoğrafını çekiyorlar.

Hadise Hanım.

Makyajsız çok güzelsiniz.

Magazin muhabirlerini kandırmayın iki kelam edin, bu sıcakta pişiyorlar, iki gün sonra Harbiye'den Hadise fırtına gibi geçti, Harbiye yıkıldı haberlerini onlar yapacak.

Arka kapı, ön kapı falan, valla günah.

Biz magazini sevmeyiz ama yine de yazalım.

... Tatil yeri

Deniz, güneş, rahat olun değil mi?

Herkes her şeye söyleniyor. Söylenen insanlardan nefret ediyorum.

Ve o kadar anlıyorum ki.

Kadın Ziraat Bankası bankamatikte,

Allah kahretsin diyor, sabahtan beri para çekemiyorum, vermiyor diyor.

Bunu bilhassa yapıyorlar, paramızı tutuyorlar…

Sistem, balık baştan derken, ne demek istediğini ve konuyu nereye bağlayacağını anlıyorum.

Bankamatikten para çekememek ve balık baştan ilişkisini düşüne düşüne hemen kaçıyorum.

Köşeden kadının kafasına bir huni satın alıyorum.

Bir daha karşılaşırsam vereceğim.

Tepe tepe kullansın.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...