İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Günaydın sevgili ülkem!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Son dönemdeki açıklamalarıyla laikliği hedef aldığı iddiasıyla eleştirilerin hedefinde olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Diyanetin bütçesiyle baskısını yaptırdığı “Ramazan Günlükleri” kitabında selamlaşma ile ilgili kullandığı ifadeler dikkat çekti.
“Günaydın” ve “Tünaydın” şeklindeki selamlaşma kelimelerine yönelik eleştiride bulundu.

“Koyun can derdinde kasap et derdinde” misali, bu kadar dert ve tasanın içinde, bu kadar işsizlik ve ekonomik kriz varken gündem değiştirmekte üzerimize yok. Ekonomimiz herkesi kıskandıracak cinsten her zamanki gibi havalandık uçuyoruz. Ekonomiyi ayakta tutmak için, otobüslerden çay paketleri fırlatıp attık. Hane hane dolaşıp patates dağıttık. Ülkemin bakkalı, manavı pahalıya sebze satıyor diye şehirlerin göbeğine tanzim çadırları kurduk. Sadece Karadenizde 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulduk. Hatta bir ara Ay’a çıkıyorduk. Bunların hepsini yaptık tek derdimiz selamlaşma adabı kaldı.

Sayın Diyanet ulemalarımız! Bizim selam adabından daha mühim konularımız yok mu? Okumak, üflemekle ekonomi düzelmiyor. Üretmemiz lazım, sanayileşmemiz lazım, ithal etmememiz lazım. Var olan fabrikaları ve Devlet tekelinde olan kurumları “babalar gibi satmakla” ekonominin düzelmediğini hep birlikte gördük.

Bu ekonomiyle doların çift haneleri görmesi yakındır diyorduk. Dünya Gazetesi yazarı meslek büyüğümüz, Dr. Şeref Oğuz ağabeyimiz durumu özetlemiş: “Merkez faizi önden yüklemeli artırmak zorunda kalacak” demiş ve %23 oran vermiş. Devamında: Yüksek faiz kuru geriletir ama çözmez, sorunu öteler. Faizi önden yüklemek sadece sorunu ötelemektir. Çözümsüz kaldım imdat çığlığıdır. Reformsuz üretimsiz para politikasına sadakatsizlikle varılacak bir liman yoktur. Doları bu gidişle çift haneye çıkarırsınız.” demiş.
İleriki tarihlerde çift haneli dolar kuruna, yüksek faize, buna bağlı olarak akaryakıt ve gıda başta olmak üzere zamlara, yine bunlara bağlı olarak ek vergilere hazır olun.

Diyanetin 2021 yılında bütçesi 12,9 milyar TL'ye yükseltildi. Kurumun 2022 yılında alması planlanan bütçe 13,9 milyar TL, 2023 yılında alması planlanan bütçe ise 14,8 milyar TL olarak öngörüldü. Devletin en büyük bütçeyi ayırdığı Diyanete inanmayacağız da kime inanacağız? Bundan sonra selam tarzımızı Ali Erbaş kurallarına göre yaşayacağız.

Artık kimseyle günaydın, tünaydın şeklindeki selamlaşmak yok.
Zinhar günah. Sonra Allah kitap çarpar insanı.

Evlere girdiğimiz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir hayat sürdürme dileği ile birbirimize selam vereceğiz.

Evde kimse olmasa bile eve girdiğimizde kendi kendimize selam vereceğiz.

Vereceğimiz selamın tıpkı namazın tahhiyatında olduğu gibi “Essalamü Aleyna ve ala ibadillahissalihin” şeklinde olmazsa olmazlardan.

Bu satırlar ne yazık ki, iktidara yakınlığıyla bilinen bir gazetede yazdığı yazılardan alınarak “Ramazan Günlükleri” adı altında kitaplaştırıldı. Kitabın baskı ile ilgili masrafları ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 yılı bütçesinden karşılandı.

Zaman öyle bir zaman ki, İnsanlar birbirini gördüğü zaman yolunu değiştiriyor. Oturduğu apartman ve sitelerde kapı komşunu tanımıyor. Yabancılaştırıldık, ötekileştirildik. Milli kimliğimiz ve özümüz yok ediliyor. Her bir yanımızı Suriyeliler, Afganlılar, Araplar sarmış. Bırakın günaydın denilsin, merhaba denilsin, iyi günler denilsin, tebessüm edilsin. Bırakın tünaydın, günaydın deyince cahil olalım. Bırakın günaydın dediğimiz için günahkar olalım.

Yunus Emre’nin dediği gibi;
“Dil söyler, kulak dinler;
Kalp söyler, kainat dinler.”
Dilin söylediği kalbin tasdik ettiği tebessümle içten söylenen bir “GÜNAYDIN” en güzel selamdır en güzel duadır.

Sağlıcakla…
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...