İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Adaleti öldürdüğün gün devlet ölür

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Mahkeme salonlarında duvara yazılmış koca bir yazı vardır. “Adalet Mülkün Temelidir.” Adaleti ile ünlü Hz. Ömer'e atfedilen ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm mahkeme salonlarının duvarına yazılması emredilen söz, adaletin önemini vurgulayan çok manalı bir cümledir.

Çoğu yerde hukuk, adalet kelimelerini bir arada kullanırız. Hukukun üstünlüğü, bir ülkede hukuk kurallarının herkes tarafından kabul edildiğini ve toplumdaki her bireyin hukuk karşısında eşit olduğunu gösterir.

Adalet; Yasaların herkes için eşit bir şekilde kullanılmasının sağlanması, doğruluk, hukuka uygunluk ve insanların hakkını gözetme olarak ifade edilir.

Bir ülkede adalet yoksa o ülkede huzur sadece bir hayalden ibarettir. Ne yazık ki ülkemizde yargının bağımsızlığı tarafsızlığı hep tartışma konusu olmuştur. Hukuk, adalet ve yargı birbirini tamamlayan halkalardır. Adalet mülkün, hukuk da adaletin temelidir. Hukukun üstünlüğünün sağlanması bir ülkenin geleceğinin teminatıdır. Hukuk devletinin tesisi için yargı bağımsız olmalı. Bunun yanında hakimin de erdemli olması gerekir. Bağımsız ve tarafsız bir yargının olmadığı yerde hukuk devleti yoktur.

Yargının bağımsızlığı 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda esas olarak 138. maddede güvence altına alınmıştır. Söz konusu madde de şöyle der; Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.

Ülkemizdeki adalet sisteminin işleyişinde hep şu hikaye aklıma gelir:

Adamın biri müslüman mezarlığına ölü bir köpek gömer. Görenler onu, zamanın Kadısına şikayet ederler. Kadı adamı çağırır ve işin aslını sorar.

Adam: "Doğrudur, öyle yaptım, çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim." der.

Kadı: "Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun efendi?" diye çıkışır.

Adam: "Hayır efendim, aynı zamanda Kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti." der.

Bunu duyan Kadı hemen: "Rahmetli köpeğin ölümü bizi ziyadesiyle üzdü." der.

İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler.

Kadı onlara: "Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım, Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir’in soyundan geldiğini keşfettim."

Günümüz Türkiye’sinde durum tam da budur.

Fatih Sultan Mehmet han’ın dediği gibi; “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet ölür.”

Sağlıcakla…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...