İstanbul
Kapalı
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Çanlar Türkiye için çalıyor

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Çanlar kimin için çalıyor? ''For whom the bell tolls'', ünlü yazar Ernest Hemingway'in kaleme aldığı gelmiş geçmiş en güzel ''savaş romanı adı''dır...

Rus yazar Tolstoy'un ''Savaş ve Barış''ı da, apayrı efsane bir kitaptır ama ''Çanlar kimin için çalıyor'', günlük dile ''savaş çanları'' diye bir deyim kazandırmıştır...

Bizdeki ''ezan sesi'' gibi ''çanların çalması''da birşeylerin habercisidir... Avrupa'yı sarsan dünya savaşı filmlerinde seyretmişsinizdir, bir sivil yerleşim birimine saldırı olacağında, çanlar çalar, sivil halkı saklanması, askerleri ise alarma geçmesi için uyarır...

Ve, ''savaş çanları'' yine çalıyor...

Dünyamız, iki büyük dünya savaşından sonra da pek çok savaş gördü... Ama Rusya'nın Ukrayna'yı ''kısmi işgal kararlılığı'' ile, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ''en büyük ölçekli savaş tehlikesi''yle karşı karşıyayız...

Sovyetler'in çökmesi ve soğuk savaşın bitmesiyle, ''bir daha olmaz'' dediğimiz 3. Dünya Savaşı'nı daha ciddi tartışır hale geldik...

Soğuk savaş yıllarının kadim düşmanları ABD ve Rusya tarihlerinde ilk kez ''sıcak savaş olasılığı'' ile karşı karşıya...

1. Dünya Savaşı'ndan Osmanlı'nın çöküşüyle çıkan biz Türkler, 2. Dünya Savaşı'na bulaşmaktan ''bizim arkadaşların beğenmediği'' İsmet Paşa'nın ''ince hamleleri''yle kurtulmuştuk...

Son dakikada da ''biten savaş''a usulden taraf olup, kazananın yanında yer almış, o sayede de Batı ittifakında yer alarak, bunun sonucu olan bir süreçte NATO üyesi olmuştuk...

Şimdi yine ''çok zayıf bir dönemimiz''de ''savaş çanları''na yakalandık... Türkiye bu işten zarar görmeden kurtulabilir mi; tabii ki kurtulabilir... Ama bir ''ortak akıl'' gerekiyor; ''tek kişi''nin aklı değil!

Başımızda da ''cephelerde savaşmış, savaşın ne olduğunu çok iyi bilen'' İsmet Paşa'' yok... Atatürk'ün ''yurtta sulh, cihanda sulh'' şiarını kaybetmiş bir yönetim anlayışımız var...

Ee, noolcak şimdi?

Fena halde ''ortada'' kaldık... ''iki arad bir derede'' kaldık...

ABD ve Avrupa, ''demokrasimizi beğenmiyor'' diye, hepsiyle zıtlaştık mı?...

Zıtlaştık valla!

ABD'ye nispet olsun diye S-400 füzeleri falan deyip, Rusya'ya yaklaştık mı?

Yaklaştık valla!

AİHM kararlarını tanımayıp, Avrupa'ya dikleniyoruz mu?

Sırf Kavala'dan, Demirtaş'tan ''intikam'' alacağız diye dikleniyoruz valla!

Biraz önce ''eee, noolcak şimdi'' diye sordum ya; durumumuz aynen öyle: ''Ee, nolcak şimdi?''

Putin, ''Ukrayna'' için düğmeye bastı...

Belli ki, NATO ile Rusya dalaşacak!

Bir yanda hukuk ve demokrasi gibi tüm değerlerini reddettiğimiz ABD ve Avrupa Birliği, diğer yanda Batı'ya karşı koz diye yanaştığımız Rusya...

Hukuğumuzda-demokrasimizde ''Putin Rusya''sını örnek alıyoruz ama, gözümüz Avrupa'da, Batı'da... Ne yaman bir çelişkidir bu!

Dışişleri Bakanlığı'mızın ilk tepkisi, ''Rusya'nın sözde Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanıması kabul edilemez; reddediyoruz'' demek oldu... Keza Cumhurbaşkanı Erdoğan da ''kabul edilemez'' dedi.

Olacakları söyleyeyim, Rusya Ukrayna'nın ayrılıkçı kısımlarının tamamını bir kaç gün içinde işgal edecek. Biz yine ''kınama'' yayınlayacağız. ''Kabul edilemez'' diyeceğiz...

Olası bir 3. Dünya Savaşı, asla önceki dünya savşlarına benzemeyecektir... Öncelikle artık 1. ve 2. Dünya savaşlarında gördüğümüz ''cephe savaşları'' olmayacaktır...

Gün birlik günüdür... Ben Erdoğan'ın yerinde olsam yanıma Bahçeli'yi de alır, Kılıçdaroğlu'nun kurduğu ''yuvarlak masa''yı genişletir; Ukrayna krizini ''ortak akıl''la yönetirim.

Çünkü bu işin nerede duracağı da belli olmaz, nereye sıçrayacağı da belli olmaz... Zaten Doğu sınırımız sıkıntılı, zaten Trakya sınırımız sorunlu... Bir sorun da, çok eksikmiş gibi ''tepemiz''de çıktı...

Gün birlik günüdür... Aman ''çanlar'' Türkiye için çalmasın!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...