İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SURİYE'DE İŞLER ARTIK ÇOK FARKLI

YAYINLAMA:

Türkiye’nin terör yapılarını sonlandırma ve güvenli bölgeler oluşturma stratejisinin üçüncü adımı atılmış durumda. Fırat Kalkanında çıraklık, Zeytin Dalında kalfalık sürecini geçiren Türkiye Barış Pınarında ustalık dönemini yaşıyor.

Harekatı, öncesi ve başlangıcından itibaren Akçakale’den takip ettim. İlk önce eski adıyla ÖSO, Suriye Milli Ordusu daha disiplinli bir hale gelmiş ve alanda bunu ilk anlardan itibaren gösterdiler. Bunun yanında Türkiye harekata çok iyi bir hazırlık yapmış. Elbette alanda olanların yanında sonuçları ve bölgeye etkileri çok önemli. Fırat Doğusunda ilk defa PKK’nın alan kontrolü 3 bin 600 km2 bir alanda sonlandırılıyor. İkincisi bu alana Suriyelilerin dönüşünün önü açılmış olacak. Bir diğer nokta ise ABD’ye rağmen harekat yapılıyor.
Suriye’de Türkiye’nin attığı her adım yeni bir takvim başlatıyor. Barış Pınarı Harekatı ile ABD ile yarım kalan Münbiç’den DEAŞ’lılara kadar masada birçok konu var. Alanda bir gerçeklik yaşanıyor. Olayları ve sonuçlarını Türkiye’nin askeri gücü belirliyor. Bir yandan Cenevre’de yeni bir anayasa yazma hazırlıkları varken artık Türkiye masada daha güçlü durumda. Türkiye’nin bölgeye mesajı net kimse bizim kabul etmediğimiz bir tabloyu oluşturamaz. Terör koridoru şu anda 3 parçaya bölünmüş durumda.

Barış Pınarı Harekatı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kasım ayındaki ABD ziyaretinde Trump ile yeni kararlar almasının önünü açtı. Suriye’deki terör yapıların sonlanması için Türkiye ABD’ye baskısını artırabilecek. Çünkü Türkiye’nin alanda attığı her adım yeni bir sonuç elde etmesine neden oluyor. Fırat Kalkanı sonrası Astana Masasının oluşması gibi.

DEAŞLILAR ZOR BİR SÜREÇ

Irak ve Suriye’de tutukevleri ve kamplarda bulunan DEAŞ’lılar üç boyuttan ele alınmalıdır. Örgütün içinde aktif olarak yer alan militan yapısı ve zorla alıkonan kişiler. Bunun yanında militanları aileleri ile zorla alıkonan kadınlar ve bunlardan dünyaya gelen çocuklar var. Türkiye sadece bu ailelerin sorumluluğunu aldı. Suriye’de bu sayının 70 bin olduğu ifade ediliyor. Şu an Iraklı, Asya Kıtasından Afrika’ya, AB ülkelerinden Rusya’ya kadar birçok ülkenin vatandaşı bu kamplarda. Bazılarının kimlikleri yok. Özellikle DEAŞ esaretinde dünyaya gelen bebeklerin. Bazıları 6 yaşına gelmiş durumda. Dünya bu drama ve gerçekliliğe sessiz. ABD elindeki bu riski Türkiye’ye yükledi. Türkiye bu konuda çok titiz bir çalışma yürütmek zorunda. Mutlaka vatandaşı oldukları ülkeler sürece dahil edilmelidir. BM ve diğer insani kurumlar sürece dahil olmalı. DEAŞ riski ülkemize taşınmamalıdır. Çünkü önümüze PKK’ya vurulan darbe sürecinde bir yeni DEAŞ cephesi açılmasın. Bunun yanında okyanus ötesinde FETÖ’yü himaye eden ABD adı barış süreci olmayan yeni bir süreci bize dayatmaya çalışıyor. Türklerle Kürtleri barıştıracağım diyen Trump’a biri çıkıp demeli dargınlar barışır biz bu coğrafyada biz HEPİMİZ olmuş durumdayız.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...