İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Davulcunun kefen parası

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Eski zamanlarda günümüzdeki gibi teknolojik cihazlar bulunmadığı için davul ile insanların uyanması sağlanıyordu. Bu geleneğin yaklaşık olarak bundan 150 yıl önce başladığı biliniyor. Tabii emeklerinin karşılığını almak için ramazanın son günlerinde evleri dolaşarak ya da bayram namazında, bedel biçmeden “gönlünüzden ne koparsa” diyerek, bütün ay yerine getirdikleri görevin insanlar tarafından nasıl karşılandığını anlıyorlar.

Geçmişte yaşanmış bir hikâye var. Uzun yıllar önce Bursa’da bir davulcu yaşıyordu. Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan adamcağız, geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde, şenliklerde, mitinglerde hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu. 

Aradan yıllar geçti, davulcu yaşlandı ve aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru gelip oturdu; hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde, eğlencelerde de davul çalarak kazanmış, kefen parasını da bu kazandıklarından bir kenara ayırmıştı. 

Aklını kurcalayan soru işte burada devreye giriyordu: Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi? Düşündü, taşındı Diyanet İşleri Başkanlığı’na danışmaya karar verdi. Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu, gelen yanıtla başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü: "Caiz değildir!"

Adamcağız büyük bir üzüntü içinde hikayesini dönemin en ünlü yazarlarından Hasan Pulur’a yazdı. Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde okuyan Pulur, “Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın hikayesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu sordu: Diyanet “caiz değildir” diyorsa demek ki bir bildiği vardır!

Benim de onlara bir sorum olacak: Oradaki din görevlileri maaşlarını devletten alıyor. Devlet ise bu paraları halktan aldığı vergilerden ödüyor.
Vergi verenlerin içinde meyhanecisi de var, kerhanecisi de var. Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?

Ortalık karıştı tabii!

Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı, “Konu yanlış anlaşılmış, yanlış karar verilmiştir. Kefen parası caizdir” açıklaması yaptı!  
Var olsun Ramazan geleneklerimiz. Ruhun şad olsun Hasan Abi.
Sağlıcakla…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...