İstanbul
Kapalı
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

EN GÜZEL BAYRAMIMIZ

YAYINLAMA:

CUMHURİYETİMİZ’İN 96.YILI KUTLU OLSUN

Cumhuriyetimiz’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere bıraktığı en kutsal ve en önemli emanetini sonsuza dek korumak ve yaşatmak en vazgeçilmez görevimizdir.

29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan bir Anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiş, bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır. Bizler de yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olan 29 Ekim’i, her yıl, ülkece coşku içinde kutlamaya devam ediyoruz.

Türk halkı için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın üst düzeye çıktığı milli bayramlarımızdan birisi ve en önemlisidir..

Mustafa Kemal ve arkadaşları yaptıkları çalışmalar sonucu Türkiye’ye yakışır yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğuna karar vermiş, nihayetinde 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmişdi.

1914′te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayılmıştık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Ulusuna güvenen Mustafa Kemal Paşa; “Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır.” diyordu.

İşgal altındaki İstanbul’dan ayrılarak 19 Mayıs 1919′da Samsun’a geldi.

Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri / milletvekilleri, 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa’yı Başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörelerde düşmana karşı koyarlarken, öte yandan, düzenli ordular İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da kahramanca savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923′te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923′te Ankara Başkent oldu. Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı Cumhuriyet’in ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırdı. Onlara, “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” dedi.

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan Cumhuriyet Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece ülkemizde Cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet’in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı. Cumhuriyetimiz; Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Atatürk ve silah arkadaşlarının, kanları, canları pahasına kurduğu ve Türk Ulusu’na emanet ettiği; demokratik, laik Cumhuriyetimiz’i korumak, kollamak, ilelebet yaşatmak hepimizin en kutsal ve vazgeçilmez görevimizdir. (www.karar.com’dan alıntıdır)

En büyük, en güzel Bayramımız; Cumhuriyet Bayramımızın 96. Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun.

BİR TUTAM TEBESSÜM

CUMHURİYET BAYRAMI

Sabah kahvaltıda kadın; “Eminim, sen bugünün ne olduğunu hatırlamıyorsun bile” dedi…
Adam; “Tabii, hatırlıyorum” dedi ve evden hızla çıktı, gitti.

Öğleye doğru kapı çalındı. Çiçekçi çocuk harika bir kırmızı gül buketi bıraktı…
Az sonra kapı tekrar çalındı, bu defa kösedeki pastanenin çırağıydı gelen…

Kocaman bir çikolata kutusu bıraktı gitti.
Öğleden sonra gelen kutudan da, olağanüstü güzel bir elbise çıktı…
Kadın kocasının dönmesini zor bekledi ve daha kapıda boynuna sarıldı…

“Önce çiçekler, sonra çikolata ve sonra da elbise.. Bu hayatımdaki en

güzel Cumhuriyet Bayramı…”

Adam; “… Hadi beeeee”


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...