İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ADI ÇIKMIŞ…

YAYINLAMA:

Bol su içiyorlarmış. Hafta bir hamama gidip, kese yaptırıyorlarmış. Erken yatıp, erken kalkıyorlarmış. Sigara, güneş, 3 beyaz ve gece hayatı da hayatlarında yokmuş. Estetik mi? Ufak dokunuşlar varmış. Artık o ne demekse… Son zamanlarda ‘’Estetiğin var mı?’’ sorusuna herkes ezberlemiş gibi bu yanıtı verir oldu.75 yaşındaki Nebahat Çehre ve 74 yaşındaki Emel Sayın güzelliklerinin sırlarını böyle açıklamışlar. Biz galon galon su da içsek, 3 beyazı değil 333 beyazı ağzımıza sürmesek ne olacak? O yaşlarda böyle görünmek çok az insana nasip olacak bir şey. Alt yapıyı, genetik faktörleri hiç hafife almamak lazım. Ve tabi ki ufak dokunuşları… Yalnız anlamadığım, yüz gerdirmek ne ara ufak dokunuş oldu. Bildiğim kadarı ile her ikisi de yüzünü gerdirdi. Eminim biraz daha araştırsak, bir dolu estetik ameliyat olduklarını da öğreniriz. Madem böyle inkar edilebiliyor, Ajda Pekkan’ın ne günahı var? Garibimin olduğu her ameliyatı, kime sorsak sırası ile sayar. Kabul ediyorum, yaşlarını düşününce üçü de çok güzel kadınlar. Ama ne Nebahat Çehre ne de Emel Sayın’ın Ajda Pekkan’dan daha az estetik operasyon yaptırdığını düşünmüyorum.

Gel de dokun!

“Güzel kadınların kafası çalışmaz.” Bu ve buna benzer cümleleri duymuş, hatta kullanmış bile olabilirsiniz. Ama artık o cümlede ki “kadınlar” değişip “erkekler” olmalı. Bana sorsanız çoktan öyle de Can Yaman’dan sonra konu netlik kazandı. “Yakışıklı adamların kafası çalışmıyor.” Bu konuda artık bir yerde hemfikir olduğumuzu sanıyorum. Adam bir de sorana, havalı havalı avukatım diyor. Yani hem yakışıklı hem de zekiyim diyor… Can’cım onlar eski avukatlar. Zeka küpü, çalışkan, hukuk kazanıp bitirene kadar anası ağlayan avukatlar. Şimdilerde Instagramda dudak büzüp poz veren kızların yarısından fazlası işsiz avukat. Neyse mevzu belli, adam günlerdir verdiği densiz cevaplarla gündem. Gerçek sevgililer dizilerde daha inandırıcı demek yerine “libido” deyip batırdı. Bu dünyadan mısınız, diye soran İspanyol hayranına “İstersen gel dokun. Arkaya geçelim.” dedi güya espri yaptı ama kendi ayağına sıktı. Can zeka seviyesi yerlerde, itici, aşağılayıcı, kibirli söyledikleri ile tek dizilik kariyerini böylece noktaladı.

Kimin yoğurdu ekşi?

Şahsen sütte leke var bende yok. Bir iyiyim bir iyiyim bir tek kanatlarım eksik. Kendimim diye demiyorum çok da temiz kalpliyim. O kadar kalbim temiz ki bir gün ölürsem, iyiliğimden. Maşallah kime dönüp baksam, ben kadar iyi. Peki bu kötüler nerede? Bunca kalp kırıp, günah işleyen kötüler nerede? Bu kadar mı kör olduk dönüp bakarken kendimize? Kadın çıkmış namus bekçiliği yapıyor. “Evli adamla berabersin. Yuva yıktın.” diyor. Geçmişte en büyük aşkı evli. “O kadar parayı acaba nereden buluyor?” diye soruyor. Kendi maaşlı, maaşının 4 katı kirada oturuyor. Sosyal medyayı zaten hiç mevzu bahis etmiyorum. Orası hep iyilerin yuvası. Hesap açmak için iyilik testine tabi olmak gerekiyor. Herkes namuslu, herkes iyi kalpli, inançlı ve estetiksiz. İşin aslı astarı milletçe o denli iyi, doğru, dürüstüz ki tüm bu kötülükler dış mihrapların oyunu.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...