İstanbul
Açık
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SPORUMUZDA 2019'DAN KALANLAR

YAYINLAMA:

Olayları, sahalardan, parkelerden yansıyanları ile “2019 sporumuz için nasıl geçti”nin değerlendirmesine baktığımızda; gerek zıvanadan çıkan bütçe boyutları ile, gerekse toplumsal etkilemesiyle sporumuzun en önemli ve gözdesi hiç kuşku yok ki futbolumuzdur.

Taraftarları ve konuşulanı ile gözdemiz futbolumuzda işlerin pek de iyi gitmediğini söyleyebiliriz. Kulüpler bazında, yurt içinde artık alışkanlık haline gelen Süper Ligimizde işler, iki ileri, bir geri kıvamında gidiyor işte. İşler iyi gidiyor ama, asıl olmamız gereken yerde, yani uluslararası alanlarda tek tutar dalımız, Avrupa Kupası’nda ikinci tura çıkabilen Başakşehir tek umudumuz. Avrupa ülkeler sıralamasındaki yerimizin belirlenmesi için Başakşehir’in alabileceği puanlar bizim için altın değerinde önemli. Avrupa futbol arenasındaki yerimizin değerini koruyan, bu konuda tek umudumuz; EURO 2020’de finallere kalan, Şenol Güneş yönetiminde, genç kuşaktan oluşan ve çok başarılı olan Ulusal Takımımız.

2019’da Basketbol’a söyleyecek pek fazla bir şeyimiz yok. Beş yıldır Avrupa basketbolunda marka olan Obradoviç yönetimindeki Fenerbahçe, her ne kadar bu yıla pek de iyi başlamasa da, ülkemiz basketbolu için ışıl ışıl ışıldayan çok değerli bir markadır. Fenerbahçe’nin yanı sıra; bu yıl, Ergin Ataman yönetiminde, Turkish Airlines Euroleauge’de çok başarılı olan Efes de Avrupa basketbolunda çok iyi giden bir marka durumunda. Onyedi karşılaşma sonrasında averajla ikincilikteki yerini koruyor ve basketbolun korkulan takımı arasında gösteriliyor.

Kısacası, Avrupa Basketbolu’nda başarıyla yoluna devam eden iki güzide kulübümüz adımızı zirvede tutuyorlar.
Biz yine futbolumuzun yurt içindeki durumuna bakalım. Süper Ligimizin birinci devresi sona erdi ve futbol tarihimizde marka olan takımlarımız zirvenin oldukça uzağındalar. Zirvede; topladığı 37 puanla Rıza Çalımbay yönetimindeki Sivasspor var. En yakın rakibi Başakşehir dört puan gerisinde ikinci sırada onu tkip ediyor.
Nev-i şahsına munhasır Süper Ligimizin ilk yedisi şöyle sıralandı; 32 puanlı Trabzon üçüncü, 31 puanlı Fenerbahçe dördüncü, 30 puanlı Beşiktaş beşinci, 29 puanlı Alanya altıncı ve 27 puanlı Galatasaray yedinci sıradalar.
Sorun; iyi yönetilmeyen futbolumuzdaki çözüme muhtaç “VAR” sorunu ve bu durumda tüm güvenlerini kaybedip kendilerini güvensiz ve sahipsiz hisseden hakemlerimiz, onlarla didişen futbol markamızı gündemde tutmaya çalışan, UEFA Finansal Fairplay mali kıskacında iyice bunalan, hareket edemez durumda olan takımlarımız. Ve çözümsüz asıl sorun; tüm bunlara çözüm bulma görevli futbolumuzu yönetenlerin, yaşananları sadece izlemeleri, henüz net bir çözüm bulamamaları.
Böylesine sık boğaz olan futbolumuzda, takımlarımızın kendi bünyelerinde yaşadıkları idari ve teknik sorunlarını da hesaba katarsak bu durumdaki futbolumuzun son halini çok daha iyi anlayabiliriz.
Hep yazdık, bu “VAR” konusunda işler hiç de yolunda gitmiyor. Hakemlerimiz güvenlerini iyice kaybettiler. Sırtlarını “VAR”a dayadılar, her karşılaşmada oyunun önüne geçen hatalar yapıyorlar. Hem “VAR” hem de yüklü maaşlarıyla (30 bin lira maaşlardan söz ediliyor). İyice öne çıkan hakemlerimize bu profesyonel yaşam yaramadı gibi. Bu şartlardaki hakemlerimizle bu lig çok kolay geçmeyecek gibi görünüyor.
Geldi ara transferler ve bu mali sıkıntıda ince hesaplar yapılmaya başlandı çoktan. Takımlarımızın çoğu futbolcu satmadan transfer edemeyecek durumda.
Sadece transfer mi sorun, bir başka sorun ise, sayısı iyice çoğalan görevlerine son verilen teknik adamların yarattığı karmaşa ve güvensizlik. Bu yapılanların değerlendirilmesinde öne çıkan kriterler neler o daha da muamma.
Başarı, mı yoksa başka yapay oluşumların arkasına sığınılan dış etkenlerin yarattığı yapay nedenler mi? Bunlarla ilgili daha ayrıntılı bir yazıyı gelecek hafta yazacağım.
Berbat, sorunlu bir yıl olan 2019’dan “geride kalan” diye yazdıklarımıza bakın.
Yazacaklarımın azıcık özeti bunlar. Asıllarını yazacağız tabii ki…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...