DEPREM, DEPREM!
Geçen haftalarda aynen yukarıdaki başlığı atmıştım ve Marmara Denizi içinde Kuzey Anadolu Fayı üzerinde yaşanan depremlerden söz etmiştim. Ve özetle şunları yazmıştım;
“İstanbul; ülkemizin kuzeyinden başlayarak, batıya, Marmara Denizi’nin altından geçerek Tekirdağ, Gelibolu Yarımadası’ndan Saroz Körfezi’ne kadar uzanan, dünyanın önemli faylarından olarak bilinen “Kuzey Anadolu Fayı”nın çok yakınındadır ve Körfez Depremi’nden beri Marmara Denizi içinde, olası bir büyük deprem tehlikesinin yarattığı stresi yaşıyor durumdadır.
İstanbul’un birçok sorunu var, bunlardan en önemlisi; Büyük “İstanbul Depremi” olarak tanımlanan, başta İstanbul olmak üzere, Marmara Bölgesi’nde yaşayanlar umulandan çok daha fazla tedirginler. Bunun ne kadar önemsenmesi gerektiğini, geçtiğimiz haftalarda Marmara denizinde olan 5.8’lik depremin toplum üzerinde bıraktığı etkiden çok rahat görebiliriz.
Marmara Depreminin etkileri henüz geçmemişken, dün sabah saatlerinde küçük ölçekli birçok sarsıntının kaydedildiği Silivri açıklarındaki bölgede, akşama doğru kendini hissettiren 4.8 şiddetindeki depremin yarattığı tedirginlik, konuyu ivedilikle değerlendirmenin ve gereken önlemlerin hiç zaman kaybetmeden hızla alınmasının zamanının çoktan geldiğini göstermiştir”.
Ve kısa bir süre önce Akhisar’da yaşanan deprem konunun önemini, alınması gereken önlemler konusunda çok daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini göstermiştir. Deprem kendini asla unutturmuyor.
Bizim unutmamamız gereken ise; ülkemizin büyük bölümünün; Kuzey Anadolu Fayı, Ege Bölgesi’ni tamamen kaplayan son zamanlarda kendini hissettiren faylar ve Doğu Anadolu’da uzun süredir suskun olan özellikli büyük depremler üretebilen Doğu Anadolu deprem kuşaklarında olduğudur.
Bir süredir olacağı söylenen İstanbul depremini konuşurken ülkemizin başka yerleri Ege kıyılarımızda sıklıkla olmaya başlayan orta ölçekli depremler ve geçtiğimiz günlerde Akhisar’da yaşanan 5.6 şiddetindeki deprem, deprem gerçeğini iyice gündemimize yerleştirdi. Daha bu depremler gündemimizden düşmemişken, bu kez de; perşembe gecesi, 22.55’de uzunca bir süredir suskun duran Doğu Anadolu Fayı üzerinde; Elazığ Sivrice İlçesi ve Malatya Pötürge’de kendini gösteren 6.8 şiddetindeki deprem, hem can hem de önemli miktarda mal kaybına neden oldu.
Yazıyı yazdığım sıralarda açıklananlara göre; 22 kişinin vefat ettiği, 1030 kişinin, çeşitli nedenlerle yaralı durumda hastanelerde tedavide, enkaz altında ulaşılmaya çalışılan 20 kişinin olduğu bilgileri henüz kesinleşmemiş bilgilerdi.
Depremin ne zaman olacağı pek bilinemiyordu ama; üç ay kadar önce, deprem Uzmanı Prof Dr. Naci Görgün; Elazığ ve çevresinde olan fayların uzun süredir suskun olduğunu, tehlikeli depremler üretebileceğini ve önlemler alınmasını gerektiğini bir televizyon kanalında açıklamış olması, yine bir başka deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un; Aydın-Akhisar ve Denizli Bölgesindeki faylarda ve Doğu Anadolu Sivrice-Elazığ-Adıyaman bölgesinde uzun süredir suskun olan Doğu Anadolu Fayı’nın büyük şiddette depremler üretebileceği bilgilerini paylaştıkları sosyal medyada dolaşmaya başlayan, akıllara soru işareti bırakan uyarılardı. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Ahmet Ercan da bunu, önceki akşam katıldıkları televizyon kanallarındaki yayınlarda da dile getirdi. Ve özellikle de; Doğu Anadolu Fayı’nın uyandığını ve büyük depremler üretebileceğini ve mutlaka takip edilmesi gerektiğini bir kez daha dile getirdiler.
Ve söylenenler oldu; Akhisar’da 5.6 şiddetindeki deprem yürekleri ağızlara getirdi, dün gece Elazığ ve Malatya’da olan 6.7 şiddetinde, can ve mal kaybına neden olan deprem sadece bölgeyi değil tüm ülkemizdeki vatandaşlarımızın üzerinde büyük üzüntü yarattı.
Bu sıralarda ülkemizdeki önemli faylardaki hareketler, dönüp dolaşıp İstanbul depremini hatırlatıyor ve bu konuda neler yapıldığını merak ediyor.
En önemlisi ise bu sıralar iyice kendini gösteren deprem hareketlerinin toplum üzerinde yarattığı korkunun giderilmesi hazırlıklarıdır.
Elazığ ve Malatya’ya büyük geçmiş olsun, depremde kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralananlara şifalar diliyoruz.
Allah bir daha göstermesin.