İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YAZIYA KORONA BULAŞTI

YAYINLAMA:

Ali Babacan’ın partisi DEVA’nın programını, özellikle Kürt meselesine dair yaklaşımını yazmak istedim.

Korona izin vermedi, yazamadım.

Türkiye ve Rusya’nın İdlib mutabakatı sonrası Suriye’deki gelişmeleri, özellikle ateşkesin durumunu yazmak istedim.

Korona bulaştı, yazamadım.

ABD’nin Irak’taki üç askeri üssünü boşaltma karanını ve Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in hükümeti kurma görevini eski Başbakan Haydar Abadi’nin liderliğindeki Nasır Koalisyonu Grup Başkanı eski Necef Valisi Adnan ez-Zurfi’ye vermesini yazmak istedim.

Yine araya korona girdi, yazamadım.

Kandırılarak ya da zorla kaçırılarak dağa gönderilen çocuklarını isteyen Diyarbakır annelerinin HDP binası önünde 200’üncü gününe yaklaşan eylemlerini yazmaya yeltendim.

Ona da korona girdi, yine yazamadım.

Ne yaptıysam, ne ettiysem yazıyı bu virüsten kurtaramadım.

Dünyayı kasıp kavuran bu virüsü kapmış mıyım bilmiyorum.

En azından şu ana kadar kendimde bunun herhangi bir belirtisine rastlamadım ancak koronanın düşünsel dünyamızı esir aldığını böylelikle fark etmiş oldum.

Ee hadi bari korona yazayım dedim.

Bu kez içinde boğuldum.

Avrupa’nın havlu atmasını mı?

Türkiye’nin virüsü kontrol altında tutmak için canhıraş çırpınmasını mı?

Virüsün kendisinden daha tehlikeli ve daha mide bulandırıcı sosyal medya teröristlerinin halkı paniğe sevk etme gayretlerini mi?

Neyi, nasıl yazayım derken PKK’nın koronavirüs açıklamasına denk geldim.

Açıklamanın özellikle son bölümünü okurken kahkahayla gülmekten kendimi alamadım.

Virüsten korunmak için Sağlık Bakanlığı’nın 14 kuralına benzer önerilerin yer aldığı açıklamada, “Vücudun direncini ve savunma sistemini güçlendiren besinler tüketilmeli.

Süt, peynir, yoğurt, yumurta, balık, ciğer, biber, ıspanak, havuç, karnabahar, lahana, limon, portakal, kivi, elma. (Hepsi iyice yıkanmalı) Badem, ceviz gibi kuruyemişleri de tüketmek önemlidir” deniyordu.

Gören de bunu eli kanlı bir terör örgütünün açıklaması değil Canan Karatay’ın virüsten korunmak için verdiği bir reçetesi sanacak.

Belli ki Kandil’i de telaş sarmış.

Korana oraya bulaşmış mı bilmiyorum ama bulaşsa çoğu 65 yaşın üzerinde olan o kan baronlarından birkaçı hatta birçoğu bu virüsle yok olsa hiç fena olmazdı.

Lakin kötüye bir şey olmaz diye bir halk deyimi var.

Neyse…

Dileyelim bu lanet virüs güzel ve masum insanlara, dünyaya ve de en önemlisi ülkemize daha büyük zararlar vermeden ya aşısı, ilacı bulunsun ya da mutasyona uğrayarak öldürücü etkisi yok olsun.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...