ATEŞLE OYNAMAK GİBİ!
Koronavirüs salgını nedeniyle ertelenmiş futbolumuzun; önce seyircisiz oynandığı bir haftanın hemen ardından, bilinmeyen; bir süreye ertelenmiş spor müsabakalarımız ve futbol süper ligimizin ertelenmesinin nereye kadar öteleneceğiydi.
Bu durum, sadece bizde olan bir şey değildi. Avrupa’da da seyircili oynanan, tüm takım sporlarının ertelendiği bir ortamdan söz ediyoruz.
Dünyanın çok önemli sanayilerinden futbol organizasyonlarının global yöneticileri durumundaki FIFA ve UEFA’nın açıklamalarına göre; yarıda kalan organizasyonların kaldıkları yerden devamını öngörmesi ve bunun dışındaki bir alternatif çözüme iyi bakmadığı şeklindedir.
Futbol liglerimizin nereye kadar öteleneceği konusunda son günlerde bazı söylentiler dillendirilmeye başlamıştı ama, ülkemizi iyice sarsan virüs salgını konusunda şu anda önümüzü çok net görebilecek bir durumda olmadığımız gerçeğini de yok sayamayız.
Evet, bu konuda çok etkin mücadele verdiğimizi görebiliyoruz. Ama, hala kendimizi çok da rahat hissedebilecek durumda da değiliz.
Son günlerde yapılan açıklamalarda, alınan kısıtlama önlemlerinde biraz gevşeme olabileceği izlenimleri var. Bunun en çok bekleneni bekletilen futbolumuza nasıl yansıyacağıdır.
Bir süredir beklenen ve merak edilen bu durumla ilgili tüm dikkatler; önceki gün, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in video-konferans yöntemiyle yaptığı basın toplantısındaydı.
En çok meral edilen; liglerin ne zaman ve nasıl başlatılacağı, karşılaşmaların nasıl yapılacağı konusuydu.
TFF başkanı yaptığı basın toplantısında; liglerin kalan maçlarının seyircisiz olarak
12-13-14 Haziran tarihinde başlatılmasının düşünüldüğünü ve bu konuda alternatifli bir protokol hazırladıkları bilgisini verdi. Futbol ligleri ile ilgili kararın TFF’nin vereceği karar olduğunu ancak hazırlanan protokol, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’yla görüştükten ve Kulüp takımlarının da görüşü alındıktan sonra haziran ayında belirlenen tarihte oynatılacağını açıkladı,
Bu açıklama, kafalardaki birçok soru işaretini daha da çoğalttı. Başlayacağı kararından önce, salgınla mücadelenin olmazsa olmazı; sosyal mesafenin korunması, yakın temasın olmaması, karşılaşmalar sırasında futbolcuların maske takma zorunluluğu konusunun nasıl uygulanabileceği tam bir muamma. Bu konu kafaları iyice karıştırdı.
Açıklamada bu konunun nasıl uygulanacağı kararı, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’na birakılmış gibi.
Yanıtı merak edilen ise; bir futbol karşılaşmasında futbolun klasik bir oynanma şekli var başka türlü oynayamazsınız. Seyircisiz oynatarak her şeyi halledemiyorsunuz. Futbol bir yakın temas ve mücadele oyunudur, oynanma şekli belli kurallara bağlıdır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun söyleyecekleri de bellidir. Onlar futbolun nasıl oynanacağı konusuna karışmazlar sadece olması gereken korunma önlemlerini söylerler.
Bu açıklamadan anlayabildiklerimi kısaca şöyle toparlayabilir, böyle yorumlayabilirim;
Futbol liglerimizle ilgili beklentiler, dün, TTF Başkanı Nihat Özdemir’in Video-konferans yöntemiyle yaptığı basın toplantısındaki açıklamaları uzun zamandır beklenilene yanıt değildi. Açıklamaları aksine, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Başkan Özdemir, ne olacağı ile ilgili tüm kararları, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’na bırakmış gibiydi. Bilim Kurulu’nun bu konuda söyleyecekleri de çok net belli.
Anladığım; tüm ligler 12-13-14 Haziranda başlatılacak, seyircisiz oynanacak ve Temmuz sonunda kalan maçlar tamamlanacakmış.
Asıl bilinmeyen ise; futbol oynanırken olması gereken sosyal mesafeler nasıl sağlanacak ve olmaması gereken yakın temas nasıl önlenecek.
Kısacası; TFF hala ne yapacağını bilmiyor. Hazırlıksızlar ve kafalarındaki sorunları henüz çözememişler. Mutlaka bir açıklama yapma gereğinin altında kaldılar. Bu karasızlıkta “alel acele” öngörülen bu uygulama biçimi, çok riskli ve hiç doğru bir yol değil.
Görünen o ki; TFF bu konuda yeterince hazır değil. Konu çok hassas. Geçmişte bir haftalık seyircisiz oynama sonrasında yaşananları unutmayalım.
Bu aşamada böylesine bir karar “ateşle oynamak” gibi bir şey. Bu acele neden?
Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, olması gerekenlere dikkat çekme dışında, bu karara “olur” diyebileceğini düşünmüyorum.
