İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KURGU KARAKTER

YAYINLAMA:

Kim Kardashian kim? Şarkıcı değil. Oyuncu değil. Nobel ödüllü bir yazar değil. Sıtmanın aşısını bulan kişi değil. Bu kadın bir televizyon programının uydurma karakteri… Program deyince aklınıza haber, kültür sanat, eğitim falan gelmesin. Kim ve ailesinin peşinde 7/24 bir kamera ne yiyor ne çıkarıyorlarsa çekip yayınlıyor. Kız kardeşini tekme tokat dövmesinden, yatağına kadar güya ne yaşıyorlarsa izliyoruz. Bu programın yıllardır kurgu olmadığını iddia etseler de baştan sona kurgu olduğunu bilmeyen yok. Bizde de zamanında yayınlanan Biri Bizi Gözetliyor, Gelinim Olur Musun? çizgisinde bir program işte. Kim, geçenlerde boyundan büyük laflar etti. Biz Türkleri Ermeni soykırımı ile suçladı. Özrü kabahatinden büyük cahil Kim, sonra da çıkıp Türkler değil de Osmanlıyı kastettiğini söyledi. O hafta ki yazımda yazmak dahi istemediğim bu konuyu, neden mi bu hafta yazıyorum? Çünkü Instagram Kardashian’ın sözde iddia videosunu kaldırmış. Bir de üstüne “Bizi uyardığınız için teşekkür ederiz. Sizi endişelendiren bir şey görürseniz bize bildirin.” diye açıklama yapmış. Instagram deyip geçmeyin. Dünyanın en çok kullandığı sosyal medya mecrası Kim’e “kapa çeneni” dedi. İşte bu haber, hem de iyi haber.

Gerçeğe yakın ama yalan

Şu dönemde boşananlar, barışanlar çok olacak diye herkes tahmin yürütüyordu. Ki ilk haber Mustafa Sandal ve Emina’dan, geldi. Tekrar evleniyorlarmış! Acaba tüm o yaşananlardan sonra “Bu neyin kafası?” diye aklımdan geçmedi değil… Emina tüm o kadınları unutmuş demek. Mustafa da, Saadettin ile el ele mutluluk pozları veren eski eşini affetmiş. Meğer korona ne ulvi bir virüsmüş. Tüm kötü hatıraları silebiliyormuş. Ya da bunların yaşadıkları daha psikolojik, travmatik bir şey… Belki de bu dönem aynı evde zorunlu yaşayanlar, bir çeşit Stockholm sendromu yaşıyordur. Bak şimdi bu fikir daha mantıklı geldi. Aylardır aynı evde, asosyal, dip dibe Stockholm olamasın da ne olsun. Eee tabi korona bitince bi eşekten düşmüşe dönerler. Tekrar normal hayata geçiş onlar için zor olacak. Aklıma gelen son seçenek ki bence en kötüsü bu… Gidebilecek daha iyi bir seçeneğin olmaması. Sanırım her iki taraf için de berbat his! Tövbeler tövbesi, böyle bir seçenekte her ikisinin de yerinde olmak istemezdim. Hoş bunları boşa düşünüp kafa yormuşum. Emina bu haberi çoktan yalanlamış.

Korkuyorum!

Bardağın boş tarafı gözüme gözüme batıyor. Hiç pozitif bir dönemim de değilim. Pembe tablolarım gri, puslu. İzliyor, gözlemliyorum da kimsenin hiçbir şeyden ders aldığı yok. Bugünlerde geçip bitecek ve biz yine unutacağız. İnsan naturası bu, kötü şeyleri unutmak üstüne dizayn edilmiş. Korkuyorum! Doğayı nasıl mahvettiğimizi unutacağız diye. Yaşayan tüm o canlılara dünyayı nasıl dar ettiğimizi, unutacağız diye. Ölümü, acıyı, karantinayı, yalnızlığı unutacağız diye. Dokunmanın, sevmenin, öpmenin önemini unutacağız diye. İşin aslı astarı; it gibi korkuyorum, çıkıp yine dünyayı mahvedeceğiz diye.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...