İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TÜRKİYE AKDENİZ'DE EZBERLERİ BOZDU

YAYINLAMA:

30 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ardından, 1 Eylül 1922’de Büyük Taarruz için Türk Milleti’nin kaderini değiştiren emrini verir, “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!..” İşte bu tarihi emirde neden İzmir istikameti değil de “Neden ‘Ege Denizi’ değil de ‘Akdeniz’ dedi?” sorusunun yanıtını bugün Türkiye’nin Libya’da attığı adımlarla anlaşılıyor.

1920’de yakın dünya tarihinin en büyük antiemperyalist mücadelesini başlatan kurucu iradenin Türkiye Cumhuriyeti 100. yılında stratejik adımlar atıyor. Libya ile yapılan anlaşma belki kısa zaman diliminde yeterince kavranamayacak ama Akdeniz’deki doğal kaynaklar üretim aşamasına geldiğinde ülkemizin kazanımları ortaya çıktığında gerçekler daha iyi anlaşılacak.

İç gündem sık sık konuşan aktörler kendi düşünce iklimlerine göre yorumlarla alan ile alakasız söylemler içerisindeler. 15 Temmuz sonrası Türkiye başta Suriye olmak üzere askeri gücünü sahaya yansıtabilmektedir. Libya üzerinden Akdeniz jeopolitiğinde atılan adımlar sadece siyasi iradenin adımları olarak algılamaktan öte devlet aklının alana yansımasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan kırılganlıklarda cesur kararlar alabilmektedir. Özellikle Cumhur İttifakı ile yakalanan irade ile dış siyasette gelenekselleştirilen “bekle gör sonra adım at” pozisyonundan realpolitik duruma geçilerek “karar ver, adım at, sonuçlarını bekle gör” dinamizmine geçildi.

Libya’da dinamik bir süreç yaşanıyor. Meşru hükümet güçlerinin Vatiyye Üssünü geri almasından sonra Hafter ve destekçilerimin ülkenin başkenti Trablus’u kontrol planları gerçekleşmedi. Rusya Suriye’den sonra Libya’da Hafter üzerinden etki alanı oluşturmaya devam ediyor. 90 milyon nüfusa sahip Mısır arka bahçesi olarak gördüğü Libya’dan vazgeçmeyecektir. Darbeci Sisi diğer darbeci Hafter’i ülkenin başına geçmesi konusunda destek veriyor. Bunun yanında Fransa, Yunanistan, GKRY, İsrail, Suud ve BAE gibi aktörler Türkiye’ye karşı kendi ittifaklarını Doğu Akdeniz’de oluşturdular.

Tüm bunlara rağmen Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım'da imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası ile ilk defa Türkiye Doğu Akdeniz’in jeopolitiğinde belirleyici pozisyona geçti. Elbette süreç devam ediyor.

Devlet yönetiminde kısa dönemli değil 50 yıllık ve 100 yıllık stratejiler uygulanmalı. İlk hedef “AKDENİZDİR” diyen kurucu iradenin sahibi MİLLET 100 yıl sonra Akdeniz’de kirli ittifakların yapılmasına rağmen ezberleri bozuyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...