İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ASAP BOZUCU

YAYINLAMA:

Koronayı mumla arayacağımız başka bir virüs istilası var. Bu virüste öksürük yok. Yüksek ateş yok. Ağrı, sızı yok. Sinsice hiçbir belirti göstermeden beyni, sinir sistemini alt üst ediyor. İnsanları önce tahammülsüz sonra depresif son aşamada da agresif yapıp saldırganlaştırıyor. Bi bakın etrafınıza! Birden ayyuka çıkan bu öfkenin bir sebebi olmalı. Beyinsiz içgüdüleri ile hareket eden yaratıklara dönüşmemizin bir nedeni olmalı. Mesela size göre bu Halil Sezai’nin yaptığı normal mi? Görüntüler olmasa kim inanır onun böyle bir şey yaptığına? Hiç tanıdığımız Halil Sezai’ye benziyor mu, o görüntülerdeki adam? Sanki içine cin girmiş. Tüm beyin hücrelerini virüsler kemirmiş de sinir sistemi alarma geçmiş gibi tekme atıyordu. Hadi Halil Sezai kafayı yedi, beyni virüs işgalinde… Peki ya o yanındaki iki dallamaya ne demeli? Onlar hasta Halil’den daha zavallı daha rezil. Yanan ateşe kucak kucak odun taşıyan, çanak tutan, olayı kızıştıran, ayırmayan da en az yapan kadar suçlanmalı.

Demir Leydi

Kadının destursuz, bodoslama, ayarsız dilini seviyorum. Tabi ki bana dokunmadığı sürece. Deniz Akkaya magazin masalarına yakışıyor. Deniz’in aykırı yorumları her kanalda kendi izleyicisini topluyor. Deniz Akkaya ile çalışınca ekstra reklam bütçesi ayırmaya gerek yok. Onun çatallı dili en büyük reklam şirketlerinin yapamadığını iki günde yapıyor. Uçankuş TV de “Canlı Masa” programında, Deniz’in sağında İzzet Çapa var. Çapa zaten konuşmadan oturup sadece kafa sallasa yeter… Solunda da Emre Kara var. Programı resmen sabote etsin diye oturtmuşlar. Yavan, tatsız tuzsuz biri… Çatal dilli, üçgen suratlı Deniz’im daha fazla sabredemedi. Bu hafta Halil Sezai yorumu ile ters köşe yaptı. Ve milletin aksine Halil’e hak verdi. Bir de Selin Ciğerci ile girdiği ağız dalaşı var ki o bayağı ateşliydi. Her fırsatta çocuk sahibi olmak istediğini söyleyen Selin Ciğerci’ye canlı yayında, “Sen çocuk sahibi o la maazz sııınnn!” dedi. Akkaya belki herkesin bildiği gerçekleri ve kanunu söyledi. Ama üslup ve tavır önemli işte… Yumuşaksa üslubun ettiğin küfür espri olur. Sertse tavrın iltifat etsen, demir leblebi olur söylediklerin. İzleyene uzaktan hava hoş da bi de Selin’i düşünsenize… Ne çok canı acımıştır be!

Aidiyet 2

Vücut; ona ait olmayan her şeyi atar. Kendi kendine atamazsa, reaksiyon gösterir. Çıkarmak için sizden yardım ister. Her bir organ bu sistemle hareket eder. Özellikle kalp! O sevgi dışında bünyesine hiçbir şeyi kabul etmez. Öyle sevgi deyip geçmeyin. Uçsuz bucaksız, sonsuz, dipsiz arı sevgi... Allah’a, anneye, babaya, evlada, sevgiliye, köpeğe, kuşa, börtü böceğe, kainata, bildiğine, bilemeğine sevgi bir oraya aittir. Ama öyle sahte, yavan, kuru kuru sevgi değil. Saf, katıksız, çıkarsız sevgi sadece oraya ait olur. Laf olsun, gün geçsin diye kandırıp uyutamazsın. Avutamazsın sahtesiyle, şıp diye anlar. Kilometrelerce uzaktan kokusunu alır. Batar kıymık gibi içinde barındırmaz, atar. Nefes aldırmaz, uyutmaz çıkana kadar. Ve işin aslı astarı; bu çok da acı verir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...