İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TABİİ İHTİYAÇ

YAYINLAMA:

Lafı dolandırmanın hiç anlamı yok. Merve Dizdar’ı herkes Masumlar Apartmanı ile tanıdı. Eveeet kadın daha önce de birçok dizide, filmde oynamış olabilir. Amaaa yurdum insanı onu bu diziyle tanıdı. Ben de! Masumlar Apartmanı’nda “Merve’nin yerine başka kim olurdu?” diye soracak olursanız, ikinci bir isim söyleyemem. Kadın resmen Gülben’i oynamak için doğmuş. Hiçbir mimiği, söylediği eğreti durmuyor. Oyunculuğu tartışmaya kapalı. Fakat oyunculuğu kadar konuşulan başka bir özelliği de doğallığı… Yeryüzünde estetiksiz canlının neredeyse tükendiği şu zamanlarda, Merve’ye kelaynak muamelesi yapılması normal. Kadının doğallığı zaman zaman oyunculuğunun önüne geçti. Eşi bile sosyal medyadan Merve’nin doğallığı övgüler yağdırıp, iltifatlar etti. Yere göğe sığdırılamayan bu doğallık da milleti rahatsız etmeye başlamış olacak ki… Kıza “Kaşlarını aldır, dişlerini yaptır.” baskısı başlamış. Tamaaam, herkesi aynı anda mutlu edemeyiz onu çoktaaan anladık da… Siz de şunu anlayın artık! Bu sektörün de dudağı şişmemiş, kaşları boyanmamış, çenesi sivrilmemiş kadınlara ihtiyacı var. Siz Gülbenleri, Safiyeleri ayıla bayıla izleyin diye.

Çift dikiş

Düşündüm de… Sinan ile Burcu en doğrusunu yapıyor. Bir ilişkide kaç kategori varsa, hepsini çift dikiş geçiyorlar. “Şu hayatta bir kere!” denilen şeyleri sindire sindire, deneme yanılma yöntemiyle, tekrar tekrar yaşıyorlar. İmrenmemek imkansız. Bu tarz işlerde tecrübe sahibi olmak da bir ayrıcalık. Hele bir de aynı kişiyle ikinci kez evleniyorsanız, buna üst düzey tecrübe de diyebiliriz. Mesela; gelin kızımız kahveye ne kadar tuz atacağını, her gelin adayından daha iyi biliyordur. Damadımızın da geçen seferki gibi iki ayağı bir pabuca girmiyordur. Davulunu zurnasını yanına alıp, kız evine efe efe giriyordur. Başına ne geleceğinden haberdar, eline balonları alıp sırıtarak poz veriyordur. İşin en güzel tarafı da bir önceki düğünde yapamadıkları, akıllarında kalan ne varsa yapabilirler. Burcu Kıratlı o tuhaf gelinliğin yerine, daha normal bir gelinlik seçebilir. Ya da ne bileyim, Sinan Akçıl düğün sonrası saçma sapan açıklamalar yapmayabilir. İlk düğüne çağıramadıklarını, bu düğüne davet edilebilirler. İşteee ben buna 2. şans derim.

Etki-siz

Şu insanları özellikle de kadınları mutlu etmek ne kadar zor. Ne yapsan memnun edemiyorsun. Kendini beğendiremiyorsun. Her zaman eleştirecek, burun kıvıracakları bir şey buluyorlar. Beyinleri bunun için özel olarak programlanmış. Özellikle de “kadınlar”… Altını çize çize yazıyorum. Sosyal medyada biraz gezinin, yorumlara bakın, eleştirenler hep kadın. Ve genelde veee nedense kadınları eleştiriyorlar. Yediğini, giydiğini, makyajını, estetiğini kendilerince yorumluyorlar. Konulan fotoğrafı büyütüp, “Burun kılların uzamış.” diye yorum yazıyorlar. Hiç düşünmüyorlar aklının, fikrinin, zevkinin zerre önemi yok. Zavallı, gram kale alınmadığından habersiz. Hayata olan tüm öfkesini, küskünlüğünü, mutsuzluğunu ulu orta kusuyor. Hiç tanımadığı hiç tanışamayacağı birini, sırf evde canı sıkıldığı için çarmıha geriyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...