İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İCAT ÇIKARMA!

YAYINLAMA:

Türkiye’nin Morgan Freeman’ı öldü! Babamdan sonra en güzel “icat çıkartma!” diyen adam, artık yok. Türk tiyatrosu bir duayenini daha yitirdi. Kel Hasan Efendi'den İsmail Dümbüllü'ye ardından Münir Özkul, Ferhan Şensoy'a devredilen kavuğun 5. Emanetçisi gitti. Hayatı boyunca rastlaşmadığın, bir “merhaba” demediğin birinin sendeki değerini fark etmek... Gerçekten ölmemiş olmasını dilemek. Belki de bu sizi hiç tanımayanlara geride bırakacağınız en gizemli duygu. Hayat bir sınavsa, kazanmak bu olmalı. Bugünkü şartlarında ardından tek kötü söz söylenmeden, herkes tarafından sevilerek, ölüme uğurlanmak, herkese nasip olmaz. Hiçbir mecra da bir tane olumsuz yorum olmaz mı? Hani olur, normaldir sevmeyebilirsin, hoşuna gitmeyebilir ama yok!

“Sevmiyorum ama...” cümlesini dahi görmedim. Varsa rastlayan göstersin. Herkes samimi, gerçek üzüntüsünü belirtmiş. İşte gerçek ölümsüzlük!
Amaaa onu en güzel ustası Ferhan Şensoy uğurlamış.
"Günü geldi, uçtu gitti gökyüzüne… Kavuklu fotoğrafı asılı durur ses 1885'te. Bir gün ben de uçup gideceğim gökyüzüne. Buluşuruz gökyüzünde, neşeli bir meyhanede." Mekanın cennet olsun büyük usta...

Algı bozan

Ünlülerin, zamane gençlerinin adı boşuna çıkmış. Meğer sansasyonlar, aldatmalar, skandal ilişkiler mahalle aralarında yaşanıyormuş. Teyzeler coşmuş, amcalar azmış. Esra Erol acı gerçeklerle yüz yüze getirip, beni allak bullak etmeyi başardı. Yayın saatinden dolayı izlemek pek nasip olmuyordu. Geçenlerde evde olup, denk geldiğim bölümü ağzım açık izledim. Sonra da üşenmedim Google yazdım. “Esra Erol’da yaşanan ilginç olaylar!” Çıkan haberlere i na na ma dım. Gülben evliyken, evli biriyle aşk yaşamışmış. Serenay; Cem Yılmaz’ı Defne Samyeli’nin elinden almışmış. Seda Sayan kendisinden bilmem kaç yaş küçük adamla evlenmiş haberleri, haber falan değilmiş. Magazin masalarında saatlerce boşuna tartışılmış. Esra Erol’da bir Nuran Teyze var, bütün bu haberleri solda bırakır. Teyzem 3 yıldır 6 adamla beraber yaşıyormuş. Ve bu 6 adamı da ayrı ayrı dolandırmış. Şirinlik olsun diye “teyze” demiyorum. Kadın 65 yaşında! Meğer bizimkiler sütten çıkama ak kaşıkmış.

Aşka hakaret

İki kadını ya da iki adamı aynı anda sevmek… Olabilir mi böyle bir şey? Bir kalp iki kişi için aynı anda aynı tempoda atar mı? Sadakatsiz dizisinde Volkan’ın repliği “İkisini de aynı anda seviyorum. Aynı anda ama başka türlü başka yerden…” Filmlere dizilere defalarca konu olan bu olay gerçek mi? Cidden iki kişiyi aynı anda sevdiğini söyleyen kişi, kendimi böyle mi ifade ediyor? “Ayşe’nin saçını Fatma’nın da belini seviyorum.” diye iki kişiden bir aşk mı yaratıyor? Bu olsa olsa kişilik bölünmesi, şizofreni, mitomani ya da tıpta adı her ne ise… Sevginin tabanı, sevdiğini olduğu gibi iyisi kötüsü ile kabulden geçer. Sevgi; eksikleri, kusurları kapatan en iyi kamuflajdır. İşin aslı astarı; eksiğini göremediğin, bulamadığın birini diğeri ile tamamlaya da çalışamazsın.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...