İstanbul
Parçalı az bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

NEHİR KENARINDA YETERİNCE BEKLEYECEKMİŞİZ!

YAYINLAMA:

Çinli komutan ve bir bilge varmış.

Adı "Sun Tzu”.

Ben ilk defa duydum.

Ergenlik, genç kızlık ve genç kadınlık döneminde, felsefi hangi cümle varsa çok ilgilenirdim.

Yarısını anlar, yarısını anlamazdım, cümle içinde kullanmaya çalışırdım olmazdı.

Çoğu zaman da unuturdum.

Aklımda bir tanesi kalmadı anlayacağınız.

Neyse!

Ne zaman sosyal medya çıktı, az yakından, çok yakından tanıdığım insanların sayfalarını paylaşımları görmeye başladım.

Ömrü boyunca para kovalamış, bakıyorsun paranın ne önemi var, ölümlü dünya falan paylaşımları yapan insanları gördüm.

Ömrü boyunca mal mülk kovalamış, hani bunun ilk sahibi falan paylaşımları yapanları gördüm.

Özdeyişler, deyimler, atasözleri, felsefi ne kadar paylaşın yapan var ise, hemen sayfasını terk ettim.

O kadar samimiyetsizlik var ki.

Göz göze gelmeye bile tahammülüm yok.

Nerede ise tüm felsefecilere "yahu bu yazdıklarını kendin yaptın mı", bana niye söylüyorsun diyecek hale geldim.

Ne kadar ayıp bana, adamlar felsefeci, felsefe yapacak tabi ki!

Neyse biz esas konuya gelelim.

Çinli komutanımız Sun Tzu demiş ki:

"Nehir kenarında yeterinde beklersen düşmanlarının cesetleri yüzerek gelir ve önünden geçer".

Yani demek istiyor ki!

Yeterinde beklemeyi bilirseniz, size kötülük yapanların yaptıkları ile yüzleştiklerini görürsünüz.

Bu bizim deyimimizle "yaşattığını yaşamadan ölmezsin"in daha süslü, daha felsefik cümle hali.

Zaman içinde ben de çok gördüm.

Allah bana gösterdi.

İşinden eden adam işinden oldu.

1 bardak suyunu içemediğin, senden esirgeyen insanın hesap kitap içinde kıvrım kıvrım kıvraklığını gördüm.

Ve sonunda geldiğim nokta;

Senden esirgeyenden sen de esirge.

Esirgediğini belli et.

Et ki, canı sıkılsın.

Anlaşın onlar.

Hayat çok kısa Çinli komutan kusura bakmasın ama, nehir kenarında bekleyecek vakit yok.

Düşmanların cesetlerini bekleyecek ne vakit var ne sabır var.

Önünden yüzerek geçen cesetler önünden yüzse ne olur, yüzmese ne olur geçse ne olur geçmese ne olur.

Kötülük yapanlar, haksızlık yapanlar, kaldıranlar, aldatanlar, yaptıkları ile yüzleşse ne olur, yüzleşmese ne olur.

Kimi zaman yanılırsın ama, zararın neresinden dönersen dön, verdiğine pişman olacağını hissettiğin hiç kimseye hiçbir şey verme.

Vermek derken maddi anlamda sanmayın, manevi duygular çok daha önemli.

Manevi duygular insanı daha çok acıtıyor, o nedenle duygularını "SİT" alanına korumaya al, çok sakla.

İnsanlar çok saklanıyor, bunu hiç unutmayalım.

Ben hiç saklanmadım.

Saklananı hiç sevmedim.

Zaman içinde tosladım, tosladığım her duvar bana çok şeyler öğretti.

En güzeli!

Saklanandan saklanmayı öğrendim.

Saklananı seyretmeyi öğrendim.

Can sıkılsa bile atlatmayı öğrendim.

Derdime deva olmayı öğrendim.

İki omuzum ve bir sırtım var, omuzuma başımı dayarım, kendi sırtımı sıvazlarım.

Canımı sıkamazsın derim.

Bu nedenle nehir kenarında beklediğim bir tek kişi yok.

Herkesin nehri kendine olsun.

Siz de öyle yapın.

Bu arada SUN TZU beyefendi, benim kusura bakmayın lütfen.

Funda'nın aklındakiler…

... Sermiyan Midyat.

Yılların tiyatro ve sinema oyuncusu.

Üstelik filmlerinin senaryosunu falan yazan adam.

Adam sinemacı yani kendi imzası ile filmleri var.

Kalkmış Sedat Peker'in videoların taklit etmiş ve paylaşmış.

Yahu, doğrudur yanlıştır, bütün ülke anlatılan ne varsa geceler boyu haber kanallarında tartışılıyor.

Ülkeyi karıştırdı.

Siyaset bilimciler, parti sözcüleri, akademisyenler, hukukçular tartışıp duruyorlar.

Bu kadar önemli bir konuyu böylesine paylaşımla sulandırmak olmuş mu?

Bence hiç olmamış.

Aslında beyefendiye hiç yakışmamış.

Özellikle gençler bu konuyu çok ciddiye aldı ve konunun ciddiyetinde takip ederken.

Ya siz.

... Gazeteci Sonat Bahar.

Hiçbir gazetecinin yapmadığını yapmış ve Şeyma’nın Mısırlı çok zengin sevgilisinin durumunu araştırmış.

Yani bu adam acaba kim demiş

Boş verin Şeyma'nın tek taşını, dansını, İbiza'sını, ben şu adama bir bakayım kim demiş.

Mısır’ın en ünlü gazetecileri ile konuşmuş, araştırma yapmışlar.

Araştırma sonucu diyormuş ki!

Mısırlı milyarderi Mısır’da tanıyan hiç kimse yok.

Mısır’ın 8 çok zengin ailesinden biri olduğu külliyen yalan, adı bile geçmiyor.

Arap dünyasındaki, milyarder sayısı 20’yi geçmez, bu adam bu isimler arasında yok.

Demem o ki! Duyan bilen yok diyor.

Ve Bahar hanım tavsiyede bulunuyor.

"Şeyma ve türevlerinden çocuklarınızı ve genç kızlarınızı koruyun.

"O sayfa anne ve çocuk ebeveyn sayfası değil".

"Ona benzemeye çalışanların önünü kesin, koruyun, takip ettirmeyin."

"Onlara hayatın böyle bir şey olmadığını, kadın olmanın, ayakta kalmanın, güçlü olmanın böyle şeylerden geçmediğini söyleyin" diyor.

Sizce haklı mı?

Gerçekten genç kızlar bu hayatlardan çok etkileniyor mu?

Bana yazın olur mu!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...