İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YABANCI MÜPTEZELLER

YAYINLAMA:

Türk film ve dizileri, eskiden Ortadoğu ülkeleri dışında rağbet görmezdi. Ama şimdi öyle mi? Dünyanın dört bi tarafında izleniyor. Hatta yayınlandığı ülkelerde, Türkiye’den daha fazla reyting alıyor. Oyuncularımız da artık birçok ülkenin sokaklarında, rahat rahat yürüyemeyecek kadar tanınıyor. Cansu Dere, Caner Cindoruk ve Melis Sezen’i buluşturan “Sadakatsiz” dizisi, İspanya’nın en güçlü özel kanallarından Antena 3’te seyircisiyle buluşmuş. “Infiel” adıyla ekrana gelen dizi 2 milyon 357 bin seyirci ve yüzde 18.1 izlenme oranı ile zirveye yerleşmiş. Sadakatsiz yani Infiel yayınlandığı gün en yakın rakibine 7.7 puan fark atmış. Böylece sevilen dizi İspanya’da Temmuz 2018’den bu yana en çok izlenme payına sahip olan yabancı dizi olmuş. Ayrıca dizinin başrol oyuncusu Cansu Dere İspanya’da 24 saat boyunca Trend Topic listesinde kalmış. İşin aslı astarı; yıllardır ciddi emek ve para harcanan bi sektör için, bu geç kazanılmış bir başarı ama neyseee…

Acı kaybımız

Yok yok Nairobi’den sonra Tokyo’nun ölümünü kaldırmaz bu yürek. O nasıl şatafatlı bir ölüm sahnesiydi. Son dakikaya kadar “ha kurtuldu ha kurtulacak” diye yüreğim ağzımda bekledim ama maalesef… Tokyo’muz da hakkın rahmetine kavuştu. İzlemeyenler; sırf sizi düşündüğüm için dizinin sonunu yekten yazdım. Biri keşke bana da daha önce söyleseydi, bu denli şok olmazdım. Hala inanamıyorum yaa Tokyo öldü! La Casa de Papel; ilk bölümünden son bölümüne kadar sıkılmadan izlediğim nadir dizilerden. 5. sezonu iki kısma ayırmışlar. İlk 5 bölümlük kısmı, bir çırpıda izledim. Neden bilmem bu sezon daha bi güzeldi, daha bi paraya kıyılmış, özene bezene çekilmişti sanki. Kurgu, açık ara öne çıkmış. Yerli yerinde kafa karıştırmayan flashbackleri (geçmişe dönüş) hayranlıkla izledim. Flashbacklerin bir güzel yanı da ölse bile kimse diziden ayrılmıyor. Dizinin sonunu da yazsam, her sahneyi kare kare anlatsam da yetmez. İzlemeniz lazım.

Son silici

Bana memleketimde kaşından memnun tek kadın gösterin. Gösteremezsiniz! Bizi Ebru Gündeş mahvetti. Onun o ikonik kaşları, çoğu kadının hatırlamak istemediği bir döneme imza attı. O yıllar, kadınlar kaşlarını incecik aldırdı. Aldırmakla yetinmeyen bir güruh, aklını yitirmiş gibi dövme yaptırdı. Veee sonuç küsen geri gelmeyen kaşlar, silinmeyen dövmeler… Sonra “Martı kaşlar” moda oldu. O dümdüz, koyu, kalın sevimsiz kaşlar için haydiii bir daha dövmecilerin kucağına oturuldu. Ve bir gün, beklenen o kötü haber geldi. Doğal kaşların moda! Ama naçar TC kadınlarının alnının ortasında silinmeyen, düz, kalın, siyah, iki çizgi vardı. İşte o gün bugün, o iki çizgiyi sileriz diyen tüm şifacıların önüne oturuyorlar. Lazerle, asitle yanmayı olmayı göze alıyorlar. Ama biliyorum o iki kara çizgi asla silinmiyor. Şimdi bu gariplere Nermin Negiz siliyor diyeceğim inanmayacaklar, haklılar da… Fakat kadın siliyor! İşlemim 2 ila 3 dakika sürdü benimki ilk seansta yok oldu. Mucize!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...