İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÇALMAK NEDİR?

YAYINLAMA:

Hırsızlık.

Çalmak.

Ne demek , nasıl biliyoruz çok açık değil mi?

Birinin parasını çalmak, birinin eşyasını çalmak, yani sözün özü kendine ait olmayan birşeyi, o insandan izinsiz gizli saklı almaktır.

Ve o insana, bilerek, isteyerek, zarar vermektir.

Benim için bu böyledir.

Son yıllarda insan cehennemi var.

Ve son yıllarda çalmalar çok değişti.

Hırsızlıklar çok değişti

Maddesel çalmalar dışında esas büyük çalmalar var, kimse farkında değil.

Hayat çalmak, umut çalmak, mazisi olan seneleri çalmak, hak çalmak.

Esas çalmak, bak çalmaktır budur..

Bakın anlatayım biraz.

Adam ve kadın 25 senelik evli, 5 çocukları var.

Kadın kocasına annem çok hasta Trabzon'a gitmem lazım diyor.

Kocası tamam, diyor adam bilet alıyor, karısını Sabiha Gökçen Havaalanına bırakıyor.

Karısı 2 saat sonra kocasını arıyor, uçak hava şartlarından Ordu'ya indi. Buradan Trabzon'a geçeceğim diyor.

Trabzon’a asla gitmiyor.

Aman dikkatli okuyun, kadın Ordu'da kocasının annesinin evine gidiyor.

Anne 82 yaşında okuma yazma yok, telefon etmeyi bilmiyor, peki kızım diyor.

Kadının yanında 15 yaş küçük bir adam var.

Kadının sevgilisi.

Bu adam patronumun dayısının oğlu diyor, burada çalışmaya geldi, ama kalacak yeri yok, burada yatsın, yoksa cami avlusunda yatacak diyor.

Yaşlı tonton anneyi kandırıyor, anne de peki kızım kalsın diyor.

Orada 2 gün kalıyorlar.

İnanılmaz hikaye, değil mi?

Bu ne cesaret, değil mi?

Ve sonra bu kadın 25 yıllık kocasını, 5 çocuğunu ve kocaman bir evliliği bırakıp 15 yaş küçük sevgili ile kaçıyor.

Adam şaşkınlıklar içinde ve tüm bu yalanları karısı kaçtıktan sonra öğreniyor ve anlıyor.

Bence!

Bakın bu kadın büyük hırsız.

Çalmanın en alası.

Evlilik yıllarının sadakatini, kocasına sadakati, evlatlarına sadakati çalıyor.

Kocasının, çocuklarının hayata olan güvenini, hayat doğrularını ve umutlarını çalıyor.

Sadakat hırsızı.

Bakın anlatıyorum.

Bir genç kadının bedenini kesen adam sadece akıl hastası ya da katil midir?

Bence hırsızdır.

Gencecik bir kızın hayatının hırsızı, ümitlerinin ve umutlarının hırsızıdır.

Genç kızın anne baba ve kardeşlerinin ümitlerinin ve kederlerinin hırsızıdır.

Bakın anlatıyorum.

Magazin basınında, çocuklarımıza ilham perisi gibi gösterilen insanlar, hayat çalarlar ve hayat hırsızıdır.

Bilmem kaç bin dolarlık marka çantalar, ayakkabılar ve giysilerle, allanıp pullanırken.

Milyon takipçileri ve onlara bayılan milyonlarca genç kızlar varken.

Vapurda akordiyon çalarak bahşiş toplayan genç kızın ve benzerlerinin hayat temizliğini ve alın terini çalıyorlar.

Karnı zil çalarken, vapurda akordiyon çalan kızın ömrünü çalan hırsızlar.

Çalıyorlar işte

Alın teri hırsızları.

Demem o ki.

Posta kutusunda mektup gördüğünde orada çömelip, okuyan temiz insanları kaybettiğimiz gün, hayata dair temiz ne varsa kaybettik.

Ve böylelikle.

Çalanlar çoğaldı.

Hırsızlar çoğaldı.

Ve benim hırsız tanımım böyle değişti.

Funda'nın aklındakiler…

... Zuhal Olcay.

Hem oyuncu, hem şarkıcı.

Çok da iyi şarkı söyler.

Diyor ki.

"Sahne kıyafetlerine bu kadar çok para harcamak yerine, kostümleri defalarca kullanmak zorundayız.

Her konserde binlerce lira harcayıp kostümler yaptırmanın hiçbir alemi yok."

Belli ki bu sözleri; son zamanlarda, Gülşen, Hande Yener gibi ünlü popçuların kıyafetlerinin çok konuşulması üzerine söylüyor.

Sahne kostümleri yarışıyor.

Diğer tarafta farklı anlayış ve kafalar var.

Angelina Jolie'nin eski kıyafetlerini kızları giydi ve o kıyafetlerle poz verdiler.

Korkunç ve kontrolsüz, ucu başı kaçmış bir ekonomi var.

Ekonomik kriz var ama, sahne sanatçıları 1 gece sahne için çok para alıyorlar.

Kıyafetlere harcadıkları para umurlarında değil besbelli..

Evet, sahne aynı zamanda görsel bir şovdur.

Ama sesi ve şarkılar şahane olan bir şarkıcıyı, ben aynı kıyafetle defalarca dinlerim.

Sesine ve şarkılarına bayıldığım şarkıcılar var.

Siz ne düşünüyorsunuz bilmek isterim, bana yazın lütfen..

Funda'nın aklındakiler…

... Ekonomi faleket.

Analar babalar ve hepimizin canı çok sıkkın.

Ve moralleri yere yapıştı.

Çıkmazdayız.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda.

Küçükçekmece'de bir ilkokulda tenefüste, rapçi Sefo'nun Bilmem mi ve popçu Edis'in Martılar şarkısını çalıyorlar.

Çocuklar şarkıları avaz avaz hep beraber söylüyor ve hep beraber dans ediyorlar.

Görüntüler inanılmaz.

Ülke olarak hepimize iyi geliyor ve görüntüler şahane.

Çocuklara şarkılar iyi geliyor demek ki.

O zaman, her teneffüste onların sevdiği şarkıları çalsınlar.

Çocuklar söylesinler, dans etsinler.

Çocuklara iyi gelen, onları keyiflendiren, her şeyi okul yönetimleri ve öğretmenler sağlamalı.

Bari çocuklar morallerini kaybetmesinler.

Gelecek onlar ya.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...