İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"ŞİDDETLE" KINIYORUZ

YAYINLAMA:

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günüydü. Instagram’da hikayeler karartıldı. Twitter’da “Kadına Şiddette Hayır” etiketi en çok kullanılanlar arasına girdi. Birçok kurum, kuruluş bu günü es geçmedi. Ülkemde kadına şiddet dendiğinde “Bergen” ilk akla gelen isimlerden. Çekimleri hala devam etmekte olan “Bergen” filminin setinde çalışanlar, bana göre günün en anlamlı videosunu paylaştılar. Bergen’in “Sen affetsen, ben affetmem” şarkısını bir ağızdan söyleyip, pankart açmışlar. 25 Kasım’da sadece Bergen değil, şiddete maruz kalmış, hayatını kaybetmiş birçok olay tekrar gündeme getirilip hatırlatıldı. Topyekün kınandı. Ama aynı gün sosyal medyada önüme düşen hikaye… Elindeki bıçağı kadına savururken, küfür eden, tehdit yağdıran yaratığın görüntüsüydü. Alın size kocaman bir ironi! Kınamak, hatırlamak, ahlar, vahlar, karartılan sayfalar hiçbir şeye çözüm olmuyor. Diğer tarafta hala hayatlar kararmaya devam ediyor. Yasalar çıkmalı, cezalar ağarlaştırılmalı.

Zincir koptu

Burcu Kıratlı’nın da ponzi mağduru olduğu ilan edildi. İşin aslı astarı söz konusu haber yeni değil. Yıllar evvel, ponzi mağdurlarının Mine Mumcu açmış olduğu davanın devamı. Namı değer Mine Maria, kendini Mine Özkan diye tanıtıyor ama esas adı Mine Mumcu. Kurmuş olduğu saadet zincirinin sayısız mağduru var. İsimleri hala basına yansımamış magazin, spor ve iş dünyasından birçok ünlü kurbanı var. İçinde milyonlar olan çantalar adreslere, hesaplara gönderiliyor. Her zincir gibi başlarda işler tıkırında gidiyor. Paralar yatırılıyor, güya yatırımlardan hızlıca kar elde ediliyor. Ve o karlar aynı hızda hesaplara yatırılıyor. Bu kolay para kazancı kulaktan kulağa yayılıp, daha çok yatırımcıyı çekiyor. Bir süre sonra yatırımcıların paraları geç yatmaya başlıyor. Ve kaçınılmaz son geliyor… Tıkır tıkır yatan paralar duruyor. İşte o an bir saadet zincirinin içinde mağdur olduklarını anlayanlar, Mine Mumcu’yu şikayet ediyorlar. Gelen ihbarlar üzerine Mine Mumcu cezaevine giriyor. Fakat kısa bir süre sonra tahliye ediliyor. Kendisinin de dolandırıldığını iddia eden Mumcu’nun mağdurları, hala paralarını alabilmek için ifade veriyorlar. Siz siz olun ben kimseye inanmam, dolandırılmam demeyin. Bu olaydaki mağdurların her birinin akıl başında, ruh sağlığı da yerinde.

Hikaye uğruna

Paranın icadından beri insanlığın favori hayali, zengin olmak. Paranın getirdiği saadet, her devrin insanını cezbetmiş. İşte bu arzu, hiçbir zaman şimdiki kadar şehvetli olmamıştır. Maalesef atalarımızdan daha çok paraya ihtiyacımız var. Çünkü bize sadece, giyinmek, yemek, içmek, geçinmek yetmiyor. Bizim; elimizdeki telefondan seyrettiğimiz hayatların, benzerlerini yaşamak için balyaaa balya paraya ihtiyacımız var. Biz; 15 saniyelik hikayelere adandık hayatlarımızı. Etiketlenen mekanlara gitmek yegane hedefimiz. Giydikleri kıyafetleri giyme, ellerinde gördüğümüz her haltı alma zorunluluğumuz var. Üstelik bunları yapamadığımızda, bizi bekleyen depresyon da öyle anneannelerimizin iç sıkıntısına benzemiyor. Bizim ondan çıkmamız için de paraya ihtiyacımız var.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...