İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DİZİLERDEN…

YAYINLAMA:

Netflix’e art arda Birce Akalay dizileri geldi. Kuş Uçuşu ve Mezarlık… Her ikisini de izledikten sonra şu kanıya vardım… Bu bünye yakın gelecekte, bir “Birce Akalay” dizisini daha kaldırmaz. Kadın hoş, çok da güzel yaş alıyor. Oyunculuğu da kötü değil. Fakat her rolde gördüğüm, don ve bed enerjiyi sevmedim. İzlediğim tüm rollerde o soğuk bakışlar, üst oktav diyaloglar bir saatten sonra itici geliyor. Kuş Uçuşu ve Mezarlık… İkisi de birbirinden çok farklı diziler. “Kuş Uçuşu” bence ortalama bir dizi… Övsem övemiyorum, sövsem sövemiyorum. Mezarlık’sa konusu gereği ilgi çekici. Dizinin; Türkiye’deki kadın cinayetlerine dikkat çekiyor olması güzel. Mezarlık’taki Birce, rolüne daha oturmuş. Komiser Önem’e soğuk tavırlar yakışmış. Genelde Türk dizilerinde figürasyona önem verilmez. Mezarlık figürasyon ve yan rollerde iyi iş çıkarmış. Dizi; 4 bölüm ve her bölüm bir saatin üzerinde… Kimilerine uzun gelmiş ama ben sevdim, film tadında. Diziyi felaketin eşiğine getiren, o diyalogları yazanları ayrı tebrik ediyorum. Vasat, tiyatral, doğallıktan uzak. Diyalog değil, monolog hiç değil. Hep oyunculara yükleniyoruz da... Duyduğum repliklerle yine iyi rol çıkarmışlar. İşin aslı astarı; bu üstün çaba için bile “Mezarlık” izlenir!

Şikayet var!

Instagram hesaplarını çalıp, para karşılığı tekrar sahiplerine satan dolandırıcıları duymuştum. Zaman zaman bu dolandırıcılardan mesaj aldığımda olmuştu. Tabi ki gönderdikleri hiçbir linke tıklamadım. Her seferinde şikayet edip, engelledim. Bu tuzaklara düşmediğim için de kendimle içten içe gurur duyardım. Fakat birkaç gün önce bir arkadaşımdan DM aldım… Sabahın 5’inde gelen mesajı tabi ki panikle açtım. “www.sikayetvar.com” sitesine ait bir şikayetin kopyasını bana atmıştı. “Hilal” isimli bir kadın benden şikayetçi olmuş! Şikayetin içeriğini ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. O an daha profesyonel bir dolandırıcıyla karşı karşıya olduğumu anlayamadım. Çünkü… Herhangi bir link atıp, “tıkla” diyen olmadı. Mesaj tanımadığım birinden gelmemişti. Ve gelen mesaj şikayet sitesinin logolu, resmi sayfasındandı. Yani her detayı en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, planlanmıştı. Atılan mesajdan, saatinden, sayfa düzenine kadar… Allah’tan ben panikle arkadaşımı aradım da öyle anladım. Artık tanıdıklarınızdan gelen mesajlara bile şüpheyle yaklaşın!

İki kelime!

Mutlu bayramlar! Sevdiklerimin bayramını sadece bu iki kelimeyle kutluyorum. “Mutlu bayramlar!” Kiminiz için basit olabilir. Bazılarınız yetersiz bulabilir. Hatta üşenmiş, üstüne düşünmemiş diyenler olabilir. Baştan savma bulanlar da olabilir. Geçiştirildiğini, önemsenmediğini hissedenler olabilir. Haklılar da… Ne de olsa “o” klişe, kısa, basit bir “Mutlu Bayramlar!” mesajı işte. Ama bazen en güzel klişe, kısa ve basit olan değil mi? Ağır ağdalı kelamlar etmeden, yormadan, uzatmadan niyetini anlatmak. İşte ben her bayram bunu yapıyorum. İçten, kocaman bir gülümsemeyle “Mutlu bayramlar!” diliyorum. Herkese Mutlu bayramlar!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...