İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BAYRAMLAR ÜZERİNE

YAYINLAMA:

Tüm olumsuzluklara karşın, geleneklerimiz gereği çocukluğumuzdan beri alışkanlık haline getirdiğimiz, büyüklerimizden gördüğümüz görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Başta Cumhuriyetimizin simgesi olmak üzere Cumhuriyet Bayramımız olmak üzere Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere armağan ettiği resmi bayramları ve inançlarımız gereği büyüklerimizden bizlere emanet edilen iki dini bayramımızı kutlamayı asla ihmal etmiyoruz. Özellikle çocukluğumuzdan beri büyük bir coşku ile kutladığımız ve o bayram gününü büyük özlemle beklediğimiz Ramazan’ın sonunda üç gün süren ve o zamanlar adına “Şeker Bayramı” da dediğimiz, daha sonraları ise “Ramazan Bayramı” olarak bilinen ve iki ay on gün sonrasında dört gün süren “Kurban Bayramı” bir yıl içinde kutlam görevlerimizi yerine getirdiğimiz iki dini bayramımızdı.

Ramazan Bayramı özellikle çocuk yaşlarımızda en çok özlediğimiz bayramlardan biriydi. Ben de her çocuk gibi Ramazan Bayramı’nı özlemle bekler, çoşkuyla kutlardım.

Ancak çocukluğumdan beridir Kurban Bayramı’nda aynı çoşkuyu yaşamazdım. Çocukluk yıllarımdan üniversite eğitimim için Rize’de yaşadığım onca yıl her Kurban Bayramı’nın ilk günü evimizin bahçesinde yedi ortağın birleşerek büyükbaş hayvanın kurban edilişi asla aklımdan gitmemiştir. Kurbanın okşanarak kesileceği alan getirilmesi, önce gözlerinin, sonrada ayaklarının bağlanmasını, yere yatırılmasını sonra da kesilmesini asla unutamamışımdır. İnancımızın geleneksel görevini yerine getirmek güzel idi ama benim çocukluğumda yaşadığım o zor durumlar hiçbir zaman aklımdan çıkmamış, uzunca bir süre kırmızı et yiyemememe neden olacak kadar beni etkilemişti.

O nedenledir ki Kurban Bayramı benim hüzünlendiğim bir bayramdır. Ama ne olursa olsun, inancımız gereği bu bayramımızı da kutlamadan geçemiyorum.

Özellikle son yıllarda yaşadıklarımız, yaşamın üzerimize yüklediği ekonomik zorluklar, ağır yaşam şartları, zaman zaman “Bayram Gelmiş Neyime” diyerek hüzünlenmeme neden olsa da dini bayramlardaki geleneksel bayram kutlamalarından, asla vazgeçemiyorum. Özellikle büyükleri ziyaret etmek, dostlukları, en azından bayramlarda olsun sürdürebilmek için ziyaret asla vazgeçemeyeceğimiz görevlerdendir. Dini bayramlar dostlukları unutturmayan, kırgınlıkları, küslükleri ortadan kaldıran bir özelliğe sahiptir.

Yine geldi bir bayram… Bayram sevgisi neşesi ve coşkusu her dem özlediklerimizdendir. İslam alemi için kutsal bir görevin ifa edildiği Kurban Bayramı’nın bu gün ilk günü. Bayramı dört gün süreyle kutlayacak ve dinin bir vecibesini yerine getirmeye çalışacağız.

Gücü yetenler kurbanlarını kesecekler ve bir görevi daha yerine getirmiş olmanın huzuruna erecekler. Dini bayramlarımız dini ve vicdanı bir görevi yerine getirmenin ötesinde bayram çoşkusunu doyasıya yaşadığımız, sevgi, kardeşlik ve paylaşma hoşgörüsünü gösterebildiğimiz çok özel günlerimiz olması vesilesiyle de yaşamımızın çok önemli bir olgusudur.

Bugün yine aynı duygularla Kurban Bayramı’nı, bir bayramı daha kutlayabilmenin coşkusunu, sırtımıza yüklenen ve taşımak zorunda bırakıldığımız tüm olumsuzluklara rağmen yaşamaya çalışıyoruz…

Tüm bu olumsuzluklara, üzerimize yüklenen sorunlara, güzel olan bayram coşkusunu tam yaşayabileceğimiz huzurlu bir ortam olmamasına karşın hala hoşgörülü davranabiliyor, yaşayabiliyorsak ve bayram coşkununu hissedebiliyorsak ne mutlu bize…

Dünyanın dengesinin bozulduğu, yanıbaşımızdaki tüm olumsuzlukların, savaş konusunun gölgesinde, zamlarla kolkolayken özlemle beklediğimiz bayram coşkusunu nasıl yaşayacağız bilemem ama her ne olursa olsun unutmayalım ki, yaşam devam ediyor…

Yapacak başka bir şey de yok… Birileri karar veriyor ve yapıyor… Aslında vatandaş olarak bize soran da yok. O halde bizim yapmamız gereken, eğer yapabilirsek, hiçbir şey olmayacakmış gibi yaşam savaşına devam etmek ve böylesine karmaşık bir ortamda bayram coşkusunu doyasıya yaşamak… Biz de onu yapmaya çalışalım… Başka çaremiz de yok.

Dargelirli, memur, işçi, çiftçi, köylü, yaşamlarındaki tüm ekonomik açmazlara rağmen, varolan olumsuzlukların sarmalında yaşamaya çalışanlar, bayramı yaşayabilme heveslerini hiç ama hiç kaybetmesinler.…

Bizlere bir bayramı daha kutlayabilme olanağını sağlayan yüce tanrı yardımcımız olsun, aklımız ve akıl sağlığımız ona emanet…

Bu vesileyle de; siz siz olun, yılın bu iki döneminde “Bayram Gelmiş Neyime” demeyin. sağlıklı, mutlu, gönlünüzden ve ocağınızdan bayram sevgisi, hoşgörüsü ve coşkusu hiç eksilmeyin. Böylesine bir bayram geçirmeniz bu duygularınızın hiç eksilmemesi dileklerimle Mübarek Kurban Bayramınızı kutlarım. ”

Umarız, sevgi, kardeşlik, barış hevesiniz hiç kırılmaz, bayram coşkunuz tüm yaşamınıza yansır…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...