İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YENİ ÇAĞIN RUHSAL SORUNU PASİF VE AGRESİF OLMAK

YAYINLAMA:

Çocukluk yaşantılarından itibaren, öfke ve mutsuzluk gibi olumsuz duygularını dışa vurması hoş karşılanmayan veya engel olunan insanlar, bu duygularını dolaylı yollardan göstermeyi öğrenebilirler. Kendilerini açık bir şekilde ifade edemeyen bu kişiler güçsüz ve yetersiz hissedebilir; dış dünyayla kurduğu ilişkide de güvensizlik duygusuna kapılabilirler. Bu deneyimlerin sonucunda ve söz konusu duyguların açık bir şekilde dışa vurulamamasından kaynaklı olarak, kişinin ilişkilerinde kaçınmacı veya yıkıcı davranışlar göstermesi durumunu pasif agresyon olarak tanımlayabiliriz. Bahsi geçen duyguların kabul ve ifade edilmesi güç olabileceğinden dolayı kişiler, bunları bastırdığının farkında olmayabilir. Dolayısıyla pasif agresif davranışların her zaman için planlı bir şekilde uygulandığını söyleyemeyiz. Yine de ister planlı ister plansız olsun bu davranışlar, kişiler arası ve gruplar arası ilişkilerdeki iletişime ve güven duygusuna bir zarar verebilir. Söz konusu kişiler ikili ilişkilerinde karşı tarafı üstü kapalı veya iltifatmış gibi görünen kinayeli sözlerle incitmeye çalışabilir, onları görmezden gelerek veya duymuyormuş gibi yaparak cezalandırmayı deneyebilir ya da cevap vermeyi reddederek onları uzun süren sessizliklere maruz bırakabilirler. Muhatap aldıkları kişiler bu davranışlara karşı çıkışlar yaptıklarında onları tartışmanın sorumlusu olmakla suçlayabilirler. Böylelikle sık sık gözlendiği gibi düşündükleri ve hissettiklerini açık bir şekilde tartışmaktan kaçınabilirler, mağdur rolü oynamak dahil olmak üzere çeşitli bahaneler üretebilirler. Mesela bir arkadaşıyla üstü kapalı bir şekilde sıklıkla alay eden, kinayeli sözler kullanan pasif agresyona sahip bir kişi bu davranışı ortaya çıktığında, ilgisiz görünse ve gerçeği yansıtmasa da kötü bir çocukluk yaşantısı geçirdiğini öne sürerek sağlıklı bir iletişim kurmayı öğrenemediğini iddia edebilir. Benzer şekilde sorumluluktan kaçınma davranışını grup çalışmalarında da gösterebilirler. Bir işi yapabilecek beceriye sahipken onda başarısız olmayı seçerek, o işi geciktirerek veya yarım bırakarak ya da başkalarının o çalışmayı yapmasını engelleyerek iş birliğine zarar verebilir. Örneğin; birinin ihtiyacı olan dosyayı aslında öyle olmasa da ‘yoğunluktan dolayı göndermeyi unuttuğunu’ söyleyen pasif agresyona sahip bir kişi, diğer iş arkadaşından örtük bir şekilde öfkesini çıkarıyor veya intikam alıyor olabilir. Yukarıda sayılan bütün özelliklerde olduğu gibi, davranış kendini açık bir şekilde göstermediğinden ve dahası bu davranışa sahip kişinin kendisinin bile altta yatan motivasyonunun farkında olmayabileceğinden dolayı pasif agresyonla baş etmek hem onu uygulayan hem de ona maruz kalan kişiler açısından bazı zorluklar taşıyabilir. İlk olarak bu davranışları örtük yapılarından dolayı tanımlamak ve kanıtlamak çok kolay olmayabilir. Buna maruz kalanlar yıpranabildiği için problemi çözmeye yönelik bir iletişim kurulamayabilir. Diğer yandan pasif agresyon gösteren kişi, altta yatan duyguları kabullenmenin zor oluşundan dolayı karşı taraftan gelen çıkışlara birtakım savunma mekanizmalarıyla yanıt verebilir: Yaptıklarını inkar edebilir, aksi yönde veya maruz kalan kişiyi sorumlu tutacak bahaneler üretebilir ya da gösterdiği davranışları hatırlamayabilir. Dahası tartışmaya girmekten bile kaçınarak iletişimi engelleyebilir. Pasif agresyona maruz kalan kişiler için önde gelen güçlüklerden birisi bu davranışları tanımlamak, açıklamaya çalışmak olabilir. Çünkü söz konusu davranışı gösteren kişi bunu örtük bir şekilde yapıyor olabilir veya karşı taraf bunu fark ettiğinde yaşanan olayın sıradan bir tatsızlık olduğunu iddia edebilir ya da bir problem olduğunu tamamen inkar edebilir. Eğer pasif agresyondan şüpheleniyorsak daha önce rahatsızlık duyduğumuz bir olaya benzer başka olaylar yaşayıp yaşamadığımıza ve bunun tekrarlayan bir durum oluşturup oluşturmadığına odaklanmakta fayda var. Bir diğer yapabileceğimiz şey ise kişinin aynı davranış örüntüsünü diğerleriyle olan ilişkilerinde de gösterip göstermediğine dikkat etmek olabilir. Örneğin; sürekli ve iğneleyici bir şekilde telaffuzumuzu düzelten bir iş arkadaşı, yakın arkadaşlarından bahsederken ya da onlarla konuşurken de devamlı üstü kapalı bir şekilde onların entelektüel birikimini eleştiriyor olabilir. Sorunu tanımlamak ona nasıl yaklaşılacağına karar vermemize yardım edebilir. Pasif agresyona sahip olduğunu düşündüğümüz kişiyle iletişim kurarken empatik yaklaşımla birlikte açık ve net bir dil kullanmak önemli olabilir. Bu kişiler mutsuzluk ve kendine güvensizlik gibi açığa çıkınca incinebileceklerini düşündükleri duygular yüzünden böyle davranıyor, sevilmemekten korkuyor olabilirler. Dolayısıyla onların bakış açılarına verilen değerin gösterilmesi önemli olabilir. Fakat bunun yanında kabul etmedikleri bu davranışları onlara net bir dille ve örnekler üzerinden spesifikleştirerek açıklamak önemli olabilir. Olumsuz davranışlarına göz yummak veya onları sert bir dille eleştirmek ya da onların ebeveyni rolünü üstlenerek ortaya çıkan sorunların tek başına üstesinden gelmeye çalışmak pasif agresyonu daha da teşvik edebilir. Bu nedenle sakin bir şekilde davranışlarının sonuçlarını fark ettirmek ve bu konudaki sorumluluklarını hatırlatmak çözüm için etkili olabilir. Bazen kişiler ne yaparlarsa yapsınlar dikkate alınmayacaklarını veya başarısız olacaklarını ya da tamamen yetersiz olduklarını düşündükleri için pasif agresyon gösterebilirler. Bu tip durumlarda aslında yapabilecek bir beceriye sahipken iş birliğinden veya sağlıklı bir iletişimin yollarını aramaktan uzak durabilirler. Onları cesaretlendirmek adına eğer mümkünse bir tartışmada veya zorlu bir işte onun da katkılarının önemli olduğunun altı çizilebilir. Örneğin; bir sağlık sorunu yaşayan yakın aile üyesini ziyaret etmesinin, hastanın morali açısından önemli olduğunun söylenmesi ve kişinin bunu uyguladığında gerçekten de işe yaradığını görmesi onun kendine güvenini artırabilir. Aynı şekilde kişinin pasif agresyonunu düzeltmeye yönelik çabalarını görmek ve onun yanında olduğunu göstermek de yardımcı olabilir.

GÜNÜN SÖZÜ: RUH SAĞLIĞI

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...