İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DEMİYORLAR…

YAYINLAMA:

Türk halkı yufka yüreklidir. İki damla gözyaşı görünce dayanamazlar. Ağlayana üzülür, sahiplenir, yanında olurlar. Alıverir kanatları altına, laf ettirmezler. Yurdum insanı sever mağduru! İki damla gözyaşı, siler tüm günahları… Hatırlamazlar olup biteni, geçmişi… Ne olduğunu, detayları umursamazlar. Doğru mu, yalan mı söylüyor bakmazlar. Numaradan mı o yaşlar, araştırmazlar. “Ektiğini mi biçti acep?” diye düşünmezler. Hele o gözyaşlarını bir kadın döküyorsa, hiç kıyamazlar. Bakın Hadise’ye! Daha birkaç ay evvel, kadını önüne gelen çarmıha geriyordu. “Arkadaşının kocası ile beraber oldu. Sevgilisini aldattı. Yuva yıktı!” diye… Demediğini, etmediğini bırakmadılar. Ama konserinde ağlayınca işler değişti. Herkes unuttu olup bitenleri. Dün sövenler, bugün Hadise’ye laf ettirmiyor. Acıyıp, üzülüyorlar. Teyzeler günlerde kısır yerken, Hadise için ağlıyor. Sanki kendi kızları boşanıyormuş gibi dizlerini dövüyorlar. Bi akıllı da çıkıp demiyor ki… “Bu kız nişanlısı aldattı, ayrıldı. Adamın daha kırkı çıkmadan, Murat’ın elini tuttu. Zaten olmayacak bir evlilik yaptı. Bugünde olması gereken oluyor, boşanıyor. Ve her mutsuz insan gibi ağlıyor. Abartmayın!”

Kirli reyting!

Gülseren Budayıcıoğlu; 75 yaşında bir psikiyatr. Aynı zamanda yazar. Hastalarının gerçek hayat hikayelerini yazdı. Ve yazdığı kitaplar, yıllar sonra yapımcıların dikkatini çekti. Hepsi bir bir ekrana uyarlandı. Diziler yayın günlerinde, gün birincisi oldu. Gülseren Budayıcıoğlu’nun hastaları, büyük merak konusu oldu. Neticede hiçbiri hayal mahsulü değildi. Özellikle “Camdaki Kız” dizisindeki karakterler… Onların gerçekte kim olduğunu bulmak, hayat memat meselesine döndü. Dizide verilen detaylardan, esas camdaki kızın Alara Koçibey olduğu iddia edildi. Şimdi işin aslı astarına gelecek olursak… Diyelim ki tahminler “doğru” ve o kız Alara! Eminim ki kimse onun yerinde olmak istemez. Çocukluğundan beri büyük yaralar almış, iyileşmek isteyen bir kadın… Yaralarını sarmak için psikiyatra gitmiş. Tüm kötü günleri ardında bırakmak, silmek istemiş… Ve bir gün unutmak istediği ne varsa, milyonlara servis edilmiş. Hiç kimseyle paylaşamadığı kötü anıları, sır olmaktan çıkmış. Belki de ilk defa güvenip, açıldığı doktoru tarafından ifşa edilmiş. Daha da beteri… Bunu yapan doktora, kimse hesap sormuyor. Nerede yeminin? Nerede mesleki etiğin? Doktor, hasta mahremiyetin hikaye mi?

Tavsiye!

Instagram’da önüme çıkan her iki özlü sözden biri, “Kurtul insanlardan! Arın! Kendine gel! Yalnız daha mutlusun!” filan… Ne oluyor, anlamıyorum ki. Evren bana bir mesaj gönderiyor da ben mi çözemiyorum? Sevgili evren; eğer ki bu bir mesajsa… Bilmem farkında mısın ama şu “arınma” işlerinde hiç de fena sayılmam. Ben tutmam öyle etrafımda, “Ayıp olacak… Yalnız kalırım! Bir gün işim düşer…” diye insan. Toksik, canımı sıkan, sabrımı zorlayan, bana kendimi kötü hissettirecek insanlardan en güzel ben kaçarım. Üzülecek, kızacak, kafamı takacak daha önemli işlerim… Ve bunları hak edecek kişilerim var. Bunun adı bencillik değil… Kendini sevmeyi öğrenmek!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...