İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KADINLIK RUHU!

YAYINLAMA:

Kadın ve kadın ruhu var.

Erkek ve erkek ruhu var.
Çok farklıyız, değil mi?
Kafa yapımız, akıl yapımız, yaklaşımlarımız, meraklarımız, anladıklarımız ya da anlamadıklarımız ne kadar farklı.
Ve aslında, belki de bizi farklı kılan ne varsa, bir arada olmamızı , yaşamamızı sağlayan budur.
Kadınlar, kız evlat olur.
Erkekler, oğlan evlat olur.
Kızım dersin.
Oğlum dersin.
Kadınlar ana olur.
Erkekler baba olur.
Kadınlar anneanne, babanne olur, erkekler dede olur.
Sahici farklılıklar bunlar, hayatımızın her yanında bizimle beraber yaşar olur.
Fakat.
Bazı erkekler farklı.
Kadınlara ait dediğimiz, ya da düşündüğümüz ne varsa bazı adamlar da var.
Sanki kadınlara özgü bazı huyları çalmışlar gibi.
Mesela çok konuşanlar var
Mesela çok meraklılar var.
Mesela kadın uyanıklığı dediğimiz huylar bunlarda var.
Cuma sabahı erken saatlerde oturduğum yerin karşı mahallesinde bir sokağa kamyonet geliyor.
Kemerburgaz'da tarlası var orada yetiştirdiği sebze, yeşillik ve salatalık ne varsa topluyor ve oraya geliyor.
Ve cuma sabahı 2 saat kalıyor ve gidiyor.
Her şey çok taze ve çok uygun fiyatlar da satıyor.
Ekmek parası işte.
Ekiyor, biçiyor, bekliyor, topluyor, geliyor ve satıyor.
Saat tam 08.50.
Önce, sebze yeşillik ne varsa alıyorum.
Hemen karşısında zincir marketlereden biri var, kapı önü inanılmaz kalabalık.
Daha çok kadın kalabalığı var, arada erkekler de var.
Cuma günü, spot ürünler gelen bir market burası.
Ben de içeriye giriyorum, aslında sadece yulaf ve süt alacağım.
Erkeklerden biri hışımla kadınların üzerinden geçe geçe rafa geliyor.
Kadınların üzerinden uzanarak oradan kutu içinde bir ürünü telaş içinde alıyor.
Adamın telaşı dikkatimi çekiyor.
Adeta kapıyor sanki.
Tam da o ürünü arayan bır kadın, adamın elindeki ürünü görüyor ve onu ben alacaktım diyor.
Sabah 08.00’de geldim, onu almak için bekledim diyor.
Adam sırıtıyor, "bu ürün bir tane geliyor onu da ben aldım" diyor.
Nasıl zafer içinde anlatamam.
Aldığı kutuya sıkı sıkı sarılıyor.
Bu adamlara bakınca, bunların bir tavanın, bir tencerenin peşindeki telaşları kadınlık hali, çok garip geliyor.
Hadi kadınlarda bu durumlar var, ya erkekler size ne oluyor.
Düşünüyorum.
Benim babam bunu yapar mıydı?
Ne güzel insanlardı, ne gözü kara erkeklerdi ve evimizin kahramanları idi.
Az konuşurlar, arsızlık nedir bilmezlerdi.
Gururlu duruşları hiç değişmeyen adamlardı, belki kıt kanaat geçinen, ama borçları namus adamlardı.
Dürüstlüğün hamalı gibi, erkek gibi erkek adamlardı.
Ne gözleri, ne ağızları arsız arsız sırıtırdı.
Korkuyorum ki.
Sanki kadınlık halleri çalan erkekler çoğalıyor.
Kadınlık halleri sadece kadınlara yakışıyor.
Siz erkek olun, başka ihsan istemez.

Funda'nin aklındakiler!

... Efendim yeniden Aşk-ı Memnu çekilecekmis.
Yeni, Bihter'imiz Farah Abdullah Zeynep olacakmış.
Bu haber üzerine sosyal medyada kıyamet kopmaya başlamış.
Sanki başka derdiniz yok.
Dışarıda kahve falan içebiliyor musunuz acaba?
İşi gücü olmayan, ne kadar gereksiz insan varsa, Farah'ın karşısına dikilmiş, kıza karşı olmuş haykırıyorlar.
Efendim Bihter, Beren Saat'ten başkası olamazmış.
Ne Bihter'miş arkadaş.
Anlarım bazı roller, kimi karekterler, o sanatçı ile etle tırnak gibi olur.
Ama bu konu, yüzlerce twett atacak bir konu değil ki.
Yani çok da dert değil.
Napalım yani.
Daha önce de Bihter, Müjde Ar idi.
Demem o ki.
Ne mutlu size yahu, hiç derdiniz yok, tuzunuz kuru.

Funda'nın aklındakiler…

... Mağdur programlarına bakınca, sosyal medya paylaşımlarına bakınca, ana haber programlarındaki haberlere bakınca, kadınların ve edepsizlik hikayelerinin ne kadar çoğaldığına şahit oluyoruz.
Kimi;
Erkeklerden korkulur doğru.
Ama artık kadınlardan da korkulur.
Bakın, yılların oyuncusu Burak Sergen kendisini aldattığı iddiası ile karısına boşanma davası açtı.
Adam bayağı zina davası açtı.
Geçen gün karısının İstanbul'a geldigini öğrenince, koşa koşa aile mahkemesine gidip karısına uzaklaştırma alıyor.
Adam kimbilir ne endişe içinde kaldı ki uzaklaştırma aldı.
Bu arada bu adamlara da ders olsun.
Kendilerinden 25, 30 yaş küçük genç kadınlarla evleniyorlar.
İlla genç vücut, sanki senin kendi vücudun genç.
Denginiz ile evlensenize.
Genc kadin yaşlı adamı ne için alır, belindeki simitleri, koca göbeği için almaz.
Belli ki kadınların hesabı vardır.
O hesap tutmayınca, arada çıkan husumet ve savaş, yaş farkı çarpı iki yani o kadar fazla olur.
Matematik bu kadar basit aslında.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...