İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Aynı gemide miyiz?

YAYINLAMA:

Seçim sürecinin sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, birçok kez parti mitinglerini yerinde izleme ve analiz etme fırsatı buldum. Her seçimde olduğu gibi bol keseden laf cambazlığı yapan bizleri yönetmeye talip adayların kürsüde, şeytanın bile aklına gelmeyeceği ve akıl tutulmasına neden olan vaatleri karşısında şaşırıp kalıyorum.

Bizi 20 yıl geriye götürecek siyasetçiye oy vereceğim

Birisi de kürsüden çıkıp dese ki; “sizi yirmi yıl geriye götüreceğim” oyumu ona vereceğim. Yirmi yıl önceki refahı, huzuru ve yaşam kalitesini bugün mumla arıyoruz. Aldığımız maaşla haftada bir de olsa ailemizle dışarıda yemek yiyebiliyorduk. Eşle dostla çay kahve içmenin hesabı yoktu. Yılda bir kere de olsa bir haftalık tatil yapabiliyorduk. Paramızın değeri vardı yurt dışına çıktığımızda ülkemize eş değer bir harcamayla dönebiliyorduk.

Geminin sadece güverte direği kaldı

Adam kürsüye çıkmış, elini yumruk yaparak havaya kaldırmış ve avazı çıktığı kadar bağırıyor: “aynı gemideyiz, gemi su alırsa hepimiz batarız.” O gemi 20 yıldır su alıyor ve batmaya çoktan başladı. Şu an gemi su altında batmayan dışarıdan görünen sadece geminin güverte direği kalmış. Zavallı işçime, emeklime ve esnafıma filikaları bile çok görüp plastik botlarla ölüme terk ettiniz.

Şüphesiz hepimiz ayni gemideyiz fakat, gemi içerisinde burjuva kesimi kaptan köşkünde şatafatlı, lüks ve eğlence dolu kamaralarda yaşıyor. Yoksul, çaresiz ve muhtaç insanlar en alt kamaralarda aç, biçare ve sefil yaşıyor. Ayni gemideyiz ama siz sürekli üst güvertedesiniz. Biz alt kamarada dört duvar arasına sıkışıyoruz siz güneşli aydınlık göğe bakıyorsunuz.

Bizim yediklerimiz çay be simitten ibaret, size servis edilenler hünkâr sofrası. Kürekleri hep biz çekiyoruz siz sefasını sürüyorsunuz. Ayni gemideyiz ama tekne batınca ayni denizdeyiz. Sizi filikanız bekler bizi can kurtaran simitler. Geminin altı buz dağı olduğu halde siz güvertede sadece gökyüzünü görüyorsunuz. Geminin altından haberiniz olmadığı için yaşam size günlük güneşlik geliyor.

Keşke elimizde bir sihirli değnek olsa ve biz okullarımızın olduğu, yaşamın doğallığı ile yardımlaşmanın ve komşuluğun hüküm sürdüğü köylerimize geri dönebilsek. Hayvancılığımızla, tarımımızla dünya üzerinde paha biçilemeyen coğrafi ürünlerimizle yeniden hayata tutunabilsek. Hepsinden önemlisi mutlu olarak insanca yaşayıp ölebilsek. Burası Dünya! Ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarla idi; Ekip biçip gidecektik.

Sağlıcakla…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...