İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İŞVELİ, CİLVELİ…

YAYINLAMA:

Sonunda yenildim! “Yalı Çapkını” dizisi izleyenlerin arasına, ben de katıldım. İlk bölümünden, son yayınlanan bölümüne kadar izledim. Kocaaa ülkenin severek izlediği, reyting rekorları kıran o dizi… Benim içim devasa bir hayal kırıklığıydı. Şu dizileri ve filmleri sevme işi, zaten hep karışıktır. Kime göre güzel? Neye göre kötü? Dizide; usta Çetin Tekindor’u bile sevemedim. Antepli Halis Ağa muhteşem diksiyonu ve ses tonuyla, yalısında bas bas bağırıyor. Çok tiyatral, gerçekçilikten uzak. Şiveler oturmuyor, yöreye bile ait değil. Emre Altuğ beni şaşırttı. Oyunculuğu hiç fena değilmiş. Afra Saraçoğlu’nun performansını da çok beğendim. Özellikle Mert Ramazan Demir ile birebir diyalogları, kavgaları filan eğlenceli. Sanırım beni en çok rahatsız eden, Mert’in efemine hareketleri… Karısıyla kavga eden bir erkek o kadar gerdan kırıp, elini kolunu büke büke konuşmaz. Kimse farkında değil mi? Mert; Afra’dan daha işveli, cilveli… Belki rol icabı, belki yönetmen istiyor ama bence ipin ucu ara ara kaçıyor. Benden söylemesi…

Daha kötüleri var!

Topraklarımda geçen fantastik hikayelere bayılırım. Rahmetli anneannem de çok anlatırdı. Ben o hikayelerle büyüdüm. O masalların arasında, belki de en sevdiğim Şahmaran’dı. Çocukluğumda dinlemelere doyamadığım o masalı, bugünlerde yerden yere vuruyorlar. Şahmaran dizisine, bir tane olumlu eleştiri yapan görmedim. İzleyen 10 kişiden, 9’u berbat bulmuş. Fazıl Say bile diziyi beğenmediğini yazmış. İşin aslı astarı; Şahmaran’ın ilk çekileceğini duyduğumda yıkılmıştım. Böyle fantastik işlerde, bizimkilerin başarılı olmadığını dünya alem biliyor. Bi de Serenay Sarıkaya ve Burak Deniz’in oynadığını duyunca Eyvah! Çocukluk masallarımı mahvedecekler! dedim. Korkunun da ecele faydası yok… Dün gece oturdum, 8 bölümü arka arkaya izledim. Veee ilginçtir, sıkılmadan izledim… Mesela; Atiye’yi izleyememiştim. (O ne kötü diziydi tövbe tövbe!) Neyse; Şahmaran’ın çekimleri hiç fena değil. Animeler, çizgi film gibi değildi. Burak ve Serenay’ın don tavırları, rollerine oturmuş. Erotik sahneler, estetikti. Tabi ki bir Anadolu miti Şahmaran hikayesi değildi izlediğim. Değiştirilmiş, evrilmiş, ucundan Hollywood fantastiklerinden feyz alınıp, ortaya karışık bi şeyler yapılmış. En fenası ise isimlerdi… ŞahSu ne ya? Bari Maran’a da MaranCan deseydiniz, hatırı kalmasaydı. Ama her şeye rağmen berbat değildi. Daha kötülerini izlemişliğimiz var.

Ekşi ekşi…

Eskiden gazetelerde kendilerine film eleştirmeni diyen bi kaç kişi vardı. Onlar otoriteydi! Yeni çıkan filmlerde, dizilerde onların ne diyeceği baz alınır. Güzel diyorlarsa, herkes sever. Salonlar dolup, taşar… Kötü diyorlarsa, herkes filmden nefret eder izlemezdi. Ama şimdi yapımcıların işi çok daha zor! Ekşi Sözlük’de Ekşi yazarları öyle eleştiriler yapıyorlar ki…‘’Film eleştirmeni’’ diye nam salmış nice ismin, pabucunu dama attılar. Saptamalar yerli yerinde… Nadirde olsa, zevzeklik yapanlar var. Ama genele vurduğunda, muazzam eleştiri yapıyorlar. Veee benden size bir bomba! Ulusal gazetelerde, adı büyük puntolarla yazılan gazetecilerin bazıları film, dizi yorumlarını Ekşi’den araklıyor. Belki bi ara isim de veririm…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...