İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​SÜRPRİZ SONSUZ…

YAYINLAMA:

Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç boşanacaklarmış. Bazı sonlar hiç sürpriz olmuyor. Zaten birçok kişi bu aşkın mutlu sonla bitmeyeceğini biliyordu. Bu görmek için fal açmaya, yıldızlara bakmaya gerek yok. Biraz gözlem, biraz öngörü, biraz da hafıza yetiyor. Ne de olsa benzer aşk hikayelerine, çok kez tanıklık ettik. Gelin hep beraber hatırlayalım Murat Dalkılıç, Merve Boluğur aşkını… Merve’nin en popüler dönemleriydi… Kırmızı rujuyla ortalarda salına salına geziyordu. Murat Dalkılıç da müzik kariyerinde, iki ileri bir geri bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Bu iki benzemez, çok sık yan yana gelmeye başladılar. Başta mırın kırın edip sakladılar. Sonra aşklarını ilan ettiler. O dönem magazin bu aşkı sevdi. Basında sürekli Merve ve Murat vardı. Herkes onları konuşuyordu. Ve bir gün beklenen oldu… Merve ile Murat nikah masasına oturdu! Kimse ne olduğunu anlamadan, aynı hızda boşandılar! Hikaye buraya kadar birebir aynı, sadece isimler başka. Umalım da ayrıldıktan sonra kaderleri benzemesin.

Ah aaahh…

Aaahh Belinda’ yı şimdi izledim. İzlemeden önce, film hakkında öngörülerimi yazmıştım. Ama az yazmışım! Açık açık “Neslihan Atagül olmaz! Ondan ‘Handan’ çıkmaz’’ demiştim. Nitekim olmamış, kız yapamamış. Ezilmiş “Handan” ile “Dilara” arasında. Sadece Neslihan Atagül değil ki… Kast, baştan aşağı yanlış! Hadi seçenler yanlış seçmiş… Oynayanlar da berbat oynamış! Başrolden, figürasyona kadar hiç kimse rolünü benimsememiş. Hepsi müsamere öğrencileri gibi… Duygusuz, ezberden söylenen kelimelerle “Bitse de gitsek!” performansı sergilemişler. Senaristin kelime haznesi yetmemiş filme. Sadece oyunlar ve oyunculuk kötü olsa iyi… Belinda’nın neresini tutsanız elinizde kalıyor. Saç, makyaj, kıyafetler de olmamış. Dönem filmi değil ama öyle sahneler var ki… Dönem filmi olduğuna yenim edebilir ve ispatlaya bilirim. İşin aslı astarı; filmdeki tek iyi şey “Necip Memili.” Bir o rolüne sıkı sıkıya bürünmüş. Bir o rolünün hakkını vermiş. Bir o konduğu yere oturmuş, izlerken rahatsız etmiyor. Bir Necip gerçekten “Necati” olmuş. Ama bir Necip kurtaramamış filmi.

İhanetin 1001 tonu!

Ayrılık haberleri art arda geliyor. Seren Serengil ile Mustafa Rahman Tohma da ayrılmış. Çoğu ayrılık gibi, bunun sebebi de ihanet! Seren’in açıklamalarına göre… Tohma bir süredir evli, iki çocuklu bir kadınla mesajlaşıyormuş. Seren Serengil bu mesajları yakalamış. Mustafa Tohma; bu kadınla hiçbir ilişkisi olmadığını, depremle ilgili bir süredir konuştuklarını söylemiş. Seren; “Bu da bir ihanet!” demiş ve ayrılmış! “Aldatma” denince, insanların aklına neden ilk cinsel aktivite geliyor? Sadece ilkel insanlar ihaneti, bu denli sıradanlaştırır. Halbuki aldatma kelimesinin ucu, sonu açık. Türlü türlü durum ve halleri var. Hatta bazı halleri aynı yatakta basmaktan daha çok can yakabilir. Sevişmek ihanetin en ilkel hali en basit durumu. Kandırıldığın, canının yandığı her fiil “ihanet” olabilir.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...