İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​KIYAMET KOPMUŞ!

YAYINLAMA:

Görevli olarak Antalya'ya gideceğim.

Gidiş tarihim 19 Mayıs cuma gününe denk geliyor.

Ülke gündemi, haberler o kadar karmaşık ve yoğun ki 19 Mayıs hava da yağmurlu, üstelik serin.

İnsanlar 3 gün için nereye giderler ki, kalabalıklar aklımın ucundan bile geçmiyor.

Havalimanına gitmek üzere evden yola çıkıyorum, Maslak ve köprü yoluna girince durumu anlıyorum.

Şehir dışına çıkan araba trafiği inanılmaz, kaç saatte İstanbul'dan çıkabilecekler merak ediyorum.

Bu insanlar 3 gün için nereye gidiyorlar acaba, diyorum.

Havalimanına geliyorum.

Ana baba günü derler ya işte öyle.

Kuyruklar, kalabalıklar telaş içinde soyunanlar, montlar, çantalar, kemerler xray cihazına yerleştirmeler.

Neyse savaştan çıkar misali çıktık, hadi bir kahve içelim.

Kahve 70 TL, 1 bardak çay 40 TL, 1 kola 78 TL.

Simit, sandviçler, kekler, hamburger ve diğerleri yazmayacağım.

Yok yok 1 dilim kek 110 TL, onu yazmadan edemeyeceğim.

Akıl almaz.

İnsanları seyrediyorum.

Karı koca küçük iki çocuğunu zaptedemez acizliğinde ortaya salmışlar.

Çocuklar zıvanadan çıkmış koşturuyorlar, kadın kocasına sesleniyor aşkitommm otelimiz nasıl, güzel mi acaba.

Kadın sanki evinde, ya da evinde olsa bu kadar yüksek sesle ve bu kadar rahat bağıramaz.

Kızına bağırıyor Elifff Eliffff buraya gel çabuk. Kızı dinlemiyor tabi ki, deli dana gibi koşturuyor.

Anası diyor ki!

Bak gelmezsen bunun yaptırımı olacak ona göre.

Kızın umuru değil, o kim ki koşturmaya ve bağırmaya devam

Yemin ediyorum ki bu insanlar kontrolsüz ve ailecek delirmişler.

Malum.

Ülke genelinde hava yağmurlu ve serin ama yine de çoluk çocuk 3 gün için tatile gidiyorlar.

Nail arts tırnaklı kadınlar, çıtçıtlı saçlı kadınlar, çantaları kollarında koşturuyorlar.

İnanılmaz bir telaş ve tatil heyecanı var.

Uçağa biniyoruz.

Sıkışık koltuklarda yerleşmeye çalışıyoruz.

Hostes anons ediyor, kırık Türkçesi var, ben kabin memurunuz Matilda.

Aaa Matilda mı?.

Hostes çantanın önünüzdeki koltuğun altına diye anons ediyor ama heyhat çantanı koyunca ayaklarını koyacak yer kalmıyor.

Uçak tamamen dolu.

Çocuklar avaz avaz bağırıyorlar.

Bir taraftan anonsun sesi öylesine açık ki kulağımın içine bağırıyor sanki.

Kendimi bu kıyametten ve gürültüden korumam imkansız.

Yemin ederim ki hayvanat bahçesindeki tüm hayvanlarla uçağa binsem, bu kadar gürültü olmaz.

Eşeklerden, ineklerden, aslanlar kaplanlardan böyle ses çıkamaz.

Yan koltuğumda 2 kişi yaşında, zayıf küçücük bir kız çocuğu ve annesi ile oturuyor.

Kız uçağı inletiyor, dönüp bakıyorum o da bana yanyan bakıyor.

Yemin ederim ki kızdan ve gözlerinden korkuyorum.

Bu kız diyorum hepimizi döver.

Sakin ol Funda diyorum, bu 1 saat geçecek.

Demem o ki!

Çocuklar delirmiş.

Analar arsız

Babalar aciz.

Herkeste para var sözünden nefret ediyorum ama var galiba.

O insanlarda para var, zenginler falan demeyin, valla hepsi vasat insanlar.

Taksitler, krediler bir şekilde gidiyorlar.

19 Mayıs sonuçta 3 gün değil mi?

Kendi çocukluğumu ve gençliğimi hatırlıyorum.

Hiç kimse bu kadar sokaklara taşmazdı.

Hiç kimsede bu kadar nereye gideceğiz telaşı olmazdı.

Yanlış anlamayın.

Ailecek tatile gitmek ne kadar güzeldir, çok da keyiflidir.

Bu öyle bir şey değil, ailecek evden çıkıp sanki, insanlara, etrafa, önüne gelene kontrolsüzce saldırıyorlar hissi veriyor.

Ne oldu bilemem ama.

Olan biten çok rahatsız edici.

Saygısız, sevgisiz, kontrolsüz bir nesil yetişiyor haberiniz olsun.

Funda'nın aklındakiler…

... Sosyetikler arasında,

pandemi ile beraber doğal hayatı yaşama arzusu başlamış.

Bodrum ve Çeşme çok kalabalık olunca, rotayı gizli cennetlere çevirmişler.

Minicik minicik köyler varmış.

Şimdi birçok zengin aile, bu köylere milyon milyon liralık çiftlik evleri yapıyorlarmış.

Devasa evlerini davada arsalarına kondurmuşlar.

Elbette zenginin malının mülkünü pesinde ya da derdinde değiliz ama.

İnanın oraların dokuların, köylünün o saf halini bozdular.

Mimari değişti.

İnsanlar değişti.

Sorun bakalım, pet şişede zeytinyağını kaça satıyorlar.

Sorun bakalım, 1 kalıp sabunu kaça satıyorlar.

Arsaların metre karesini hiç yazmayacağım.

Giden çakallar, nail art tırnakları ve balyajları ile yeni çakallar yarattılar.

Hermes çantanın paraları, el işi kök boyama sandıkların içine girdi.

Amin.

Funda'nın aklındakiler…

... Mekan, gezi, magazin yazan köşe yazarları var.

Adamlar köşesinde yazıyor, Bodrum bilmem ne otelde dinleti var, adam başı 2 bin TL, koşun gidin.

Olur canım koşalım.

Ajda Pekkan, bilmem nerede konser veriyor adam başı 2 bin 750 TL , koşun gidin.

Olur tatlım koşalım.

Bilmem ne akademide makarna atölyesi var, adam başı 750 TL, koşun gidin.

Olur tatlım gidelim

Sizin 1 TL dahi ödemediğiniz tatiller, yemekler mekanlar ne varsa biz eşek yükü para ödeyerek gidelim.

Olur tatlım, sen yeterli söyle biz paramızla her yere koşalım.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...