İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​USTALARA HAYRANLIK!

YAYINLAMA:

Malum.

Yaz hali ve tatil yerlerinde evleri olanlar için evleri açmak ve çeşitli sorunlarla karşılaşmak ve olmazlara toslama zamanı

Ben de Bodrum'dayım..

Önce güneş enerjisi kazanı delinmiş, borular çürümüş, depodan şakır şakır sular akmış.

Değişme zamanı gelmiş.

Hadi gidelim güneş enerjisi almaya.

Alışveriş konuşması yapılıyor, sahibi burnundan kıl aldırmıyor, fiyat bu, yarın gelirseniz bu fiyat olmaz diyor.

İster al, ister alma duygusunda, umuru değil.

Korkuyorum, peki diyorum.

Öğleden sonra ustalar geliyor, demir kamyonu çat çat açıyorlar, koca kazanı, kocaman enerji panelini, boruları ve malzemeleri çat çat indiriyorlar.

Kocaman merdiveni aça aça 3.kat dama çat diye çıkıyorlar.

3 adam damda, atlaya atlaya, merdivenden çıka ine, koca kazanı, koca paneli ip ile çat diye yukarıya çekerek 2 saatte güneş enerjisini bağlıyorlar.

“Su ister misiniz, soğuk bir şey falan diyorum?”, “Yoo abla sorun değil.”

Hay Allah koca kazan nasıl çıkacak yukarıya diyorum, sorun değil abla çıkar diyor.

Ablacım 2 saate sıcak su tamam el değdiremezsin diyor.

Gerçekten hiçbir şey sorun değil.

Başka ustaya doğru hareket.

Demir ustası ile görüşmeye gidiyorum.

O da çalıştığı inşaatın tepesinde, demir direkleri çat çat monte ediyor.

Beni görüyor aşağıya iniyor 30 yaşlarında gencecik, yeşil gözlü, son model saç traşlı, güler yüzlü adam.

Elleri tam usta eli.

Kocaman 3 katlı binayı sökmüş indirmiş, şimdi yenisini yapıyor.

Çay kahve içer misin diye bana soruyor, çalışıyorsunuz yok olmaz diyorum.

Sorun değil abla diyor.

Eşi çocukları Adana’da memlekette, bunlar gurbette çalışıyorlar.

Tam 2 aydır gece gündüz çalışıyorlarmış ve inşaatta yatıyorlarmış, gece sivrisineklerden korunmak için kendilerine cibinlik yapmışlar.

Hiçbir şey sorun değil.

Bahçıvanlar, küçücük bahçelere 4 bin, 5 bin, 7 bin TL bahçe temizliği yapmaya gidiyorlar.

Badanacı arkadaşların boş günleri yok.

Seramikçi arkadaşları arıyorsun, ancak Ekim ayında gelirim diyor.

Temizlikçi kadınlar 1.000 TL, arıyorsunuz otomatik tuşa basıyor, sizi sonra arayacağım diyor.

İş kadını gibi, toplantıda gibi telefonunu açmıyor

Elektrikçi arkadaş, kapıdan baksın 500 TL.

Su tesisatçısı arkadaş, merhaba desin 500 TL.

Su kaçağı mı var, bakmaya gelen arkadaş elinde alet 2.000 TL.

Demem o ki.

Gerçekten bu işleri yapan, bu işlerin ustası olan herkese büyük hayranlığım var.

Buna inanın, esas altın bilezik bu.

Hepsi erkenden evlenmiş, 3 çocuğa kavuşmuş, tabi anlayacağınız yuvalar kurulmuş.

Düşünün ki bu mesleklerin yaptığı bu işlere mecburiyet var.

Yani eğer ölmediysen ve yaşıyorsan zorunlu yaptıracaksın.

Ve yapsın bitirsin diye gözünün içine bakacaksın.

Zaman zaman nolur diye yalvaracaksın.

Ne içersin diyeceksin, ne yersin diyeceksin, yarın saat kaçta gelirsin diyeceksin.

Diğer tarafa bakınca.

Beyaz yakalısın bir şirkette çalışıyorsun, gözünün yaşına bakmadan çat diye işten çıkarıyorlar.

Fark etmez ki senin işini başkası yapar.

Ama bu arkadaşların işini herkes yapamaz.

Düşünün ki sana yalvaracak, mecbur kalacak, istediğin parayı gık çıkarmadan ödeyecek bir işin var.

Peşin para almadan başlamayacağın bir işin var.

Sen olmazsan olmaz, evler var yaşamlar var insanlar var.

Gelmezsen endişe için bekleyen insanlar var ve sen olmazsan olmaz ihtiyaçlar var.

Ve elindeki iş bitmeden, sırada onlarca iş bekleyen insanlar var.

Samimi söylüyorum ve buna inanın.

Bizim çocuklar çekiç ile vida çakamazken, ellerine tornavida alamazken.

Ampul değişecek dediğinde, elektrikçi yok mu derken.

Hep yorgunum diye şikayet ederken.

Hep yollardan, trafikten şikayet ederken.

Tüm çalışmalar birbirinin altını oyarken, yöneticiler hiç iş yapmazken, yanında çalışanlara gereksiz laf olsun diye iş yüklerken.

Ustaların!

Damdan dama atlayan, kocaman elli adamların her iş ellerinden geliyor.

Şimdi.

Nerede duvarda, damda usta görsem bakıp bakıp seyrediyorum.

Ve.

Sesleniyorum

Kolay gelsin.

Funda'nın aklındakiler…

... KızıIcık Şerbeti dizisinin Nilay'ı oyuncu Feyza Civelek.

Neden bilmem, youtube kanalında bir açıklama yapmış.

"İş kadında bitiyor, aldatılıyorsa erkeğine yetmiyor demektir, kadın erkeğine her türlü yetebilmeli.”

“Bende kadın olarak o potansiyel var" demiş. “Aldatılıyorsa erkeğe yetmiyordur, kadın erkeğe yeterse aldatılmaz” demiş.

Ne kadar çirkin,

Ne kadar aymaz bir açıklama olmuş.

Bir kadının ağzından duymak hiç olmamış.

Aldatma, cinsellik yani seks ile ilgili olduğuna göre

Yetme.

Ya da yetmemiş konusu seks ile ilgili değil mi?

Hangi kadın, diğer kadına cinsellik olarak yetmez diyebilir.

Erkeğim demek.

Kadına yetmez demek.

Civelek hanım, aynı soyadınız gibi olmuş.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...